Bankadan Ticari Kredi Kullanan Tacirden Alınan Erken Ödeme Komisyonunun İade Edilmesi Gerektiğine Dair Karardır
18 Ocak 2018Tapusu Orman Olduğunda Bahisle İptal Edilen Davacı Adına Açılan Tazminat Davasıdır
18 Ocak 2018TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
SAKARYA
3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/1006
KARAR NO : 2015/768
HAKİM :
KATİP :
DAVACI : İ Ö -
VEKİLİ : Av. ÖZGÜR ERAY TAŞ
DAVALI : EUREKO SİGORTA A.Ş
VEKİLLERİ : Av. V E
Av. Z Ş
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 15/12/2014
KARAR TARİHİ : 07/07/2015
YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2015
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalının meydana gelen trafik kazası neticesinde 3. Kişiye ödemiş olduğu maddi tazminat bedelini, kazaya karışan aracın kusurlu sürücüsünün, davacı müvekkili olmasından bahisle Sakarya 3. İcra müdürlüğünün 2014/2752 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emirinin müvekkilinin evde olmadığı bir tarihte muhtarlığa bırakıldığını, müvekkilinin borca itiraz dilekçesi verdiğini ancak süresi geçtiğinden itirazın reddedilerek takibin kesinleştiğini, davalı şirketin icra işlemi başlatmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, aracı kullanan müvekkilinin zorunlu trafik sigortasının tarafı değil sadece araç sürücüsü olduğunu, iddia ederek Sakarya 3. İcra müdürlüğünün 2014/2752 esas sayılı kesinleşmiş takip dosyasından dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, davalının asıl alacak miktarının %20 sinden az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu aracın dava dışı N A adına kayıtlı olup müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, davacı sürücünün alkollü olarak araç kullandığını dolayısıyla üçüncü kişi Z Ö'ın maluliyetine sebebiyet verdiğini, maluliyet sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı raporuyla hesaplanan tazminat miktarı olan ..... TL nin 18.09.2012 tarihinde dava dışı Z Ö velayeten S Ö'a müvekkili şirket tarafından ödendiğini, Sigortalı N A aleyhine icra takibi başlatıldığı, Sakarya 3. İcra dairesinin 2014/2752 sayılı dosyasında ödeme emri gönderildiği, takibe itiraz edildiği, süresinde itirazda bulunulmadığından takibin devamına karar verildiğini beyan ederek haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sakarya 3. İcra dairesinin 2014/2752 sayılı dosyasında alacaklı Eureko Sigorta A.Ş. Tarafından borçlular İ Ö ve N A aleyhine 01.05.2011 tarihinde ..... plakalı araç ile meydana gelen kaza nedeniye üçüncü şahsa ödenen tazminatın rücusu gerekçesiyle ..... TL asıl alacak ve ..... TL işlemiş faiz olmak üzere toplam ..... TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, borçluların takibi itiraz ettikleri ve takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Akyazı Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/199 soruşturma sayılı dosyası getirtilererek incelenmiştir.
Dava, trafik sigorta (ZMSS) poliçesinden dolayı zarar görene ödenen tazminatınrücuan araç sürücüsünden tahsiline dair kesinleşen icra takip dosyasından borçlu olunmadığının tespitinin istenmesine ilişkindir.
Motorlu taşıtını sigorta ettiren kişi öncelikle sigorta bedelini ödemekle yükümlüdür.Sigorta bedeli; prim, Karayolu Trafik Garanti Sigortası hesabına katılma payı ile sigorta sözleşmesine, bedeline veya primine ilişkin olarak mevcut ve ileride konulacak vergi, resim ve harçlardan oluşur. Sigorta bedelinin tamamı, sözleşme yapılır yapılmaz,poliçenin teslimi karşılığında peşinen ödenir.Kural olarak, sigorta bedeli peşin ödenir. Ancak, sigortacı kabul ederse, primler taksitle de ödenebilir. Sigortacının sorumluluğu her ikihalde de poliçenin düzenlendiği andan itibaren başlar. Sigorta ettiren sözleşmeyi imzalarken rizikoyu etkileyecek hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Bununla birlikte, sözleşme yapıldıktan sonra da sigorta ettiren, rizikoyu artıran veya azaltan durumları sigortacıya haber vermekle yükümlüdür. Aksi halde, sigortacı artması gereken prim değeri kadar sorumluluktan kurtulur. Ödemesi gereken tazminatı ödedikten sonra sigorta ettirene rücu edebilir. ZMSS Genel Şartları uyarınca, sigorta ettiren, rizikonun gerçekleşmesi halindebir kısım hususları yerine getirmekle yükümlüdür. Eğer zarar gören sigortacıya karşı doğrudan tazminat davası açarak zararının giderilmesini istemişse, zarara neden olan sigorta ettiren kişi bu davaya feri müdahil olarak sigortacının yanında katılabilmelidir. Çünkü bu davada sigortacı aleyhine verilecek tazminata ilişkin hüküm daha sonra sigortacı tarafından açılacak rücu davasında esasa konu olacaktır. Ayrıca sigorta ettiren, üçüncü kişilerin zarara ilişkin talepleri halinde, sigortacının yazılı muvafakati olmadan zararı kısmen veya tamamen kabul etmemek zorunda olduğu gibi, ödemede bulunmamak zorundadır. Sigorta ettiren bu yükümlülükleri yerine getirmediği için sigortacı zarar görene gereğinden fazla tazminat ödemişse, sigortacı bu fazla kısım için sigorta ettirene TTK m. 1301/2 uyarınca rücu edebilir.
Zarar gören kişiler sigorta şirketine karşı tazminat talep haklarını doğrudan kullanabilecekleri gibi dava yoluyla da kullanabilirler (KTK m. 97). Sigortalıya (zarar görene) ödemede bulunan sigorta şirketinin sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar, halefiyet prensibi gereği, sigorta ettirene (zarar sorumlusuna) karşı rücu hakkı vardır. Rücu hakkı, zarar gören alacaklıya karşı sözleşmeden veya haksız fiilden dolayı diğer kişiler ile birlikte tazminat sorumluluğu taşıyan ve zararın telafisi İçin kendisine müracaat edilen borçlunun bunu ödedikten sonra diğer borçlulara hisseleri oranında başvurmasıdır. Sigorta şirketi, rücu hakkını dava yoluyla da kullanabilir. Bu davaya rücu Davası adı verilir. ZMSS'deki rücu hakkının ve bu hakkın kullanılacağı rücu davasının esası halefiyet prensibidir. Halefiyet hakkının kaynağı TTK m. 1301 ve sigorta sözleşmelerindeki genelşartlardır. ZMSS'deki rücu hakkının, halefiyete dayalı bir hak olduğu Karayolları Motorlu Araçlar ZMSS Genel Şartları'nın B.3. maddesinde de belirtilmiştir. Burada, esas itibarıyla, sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davası, onun halefi sıfatı ile sigortacı tarafından açılır. Bu suretle, zarar gören sigortalının aynı zarar için iki defa tazminat alarak haksız zenginleşmesi önlendiği gibi, sigortalıya zarar veren kimsenin sorumluluktan kurtulması gibi haksız bir durumun ortaya çıkması da engellenmiş bulunmaktadır. Halefiyet prensibi gereği işletenin halefi durumundaki sigortacı, kendisine karşı açılacak tazminat davasında KTK m. 86/I' deki işleteni sorumluluktan kurtaran veya azaltan sebepleri öne sürebilir. Zarar görenin kusuru varsa, bu durum sigorta şirketinin ödeyeceği tazminatta indirim nedenidir. Zarar gören sigortalıya karşı dava yoluna başvurmuş ise ZMSS Genel Şartlarının B.2. maddesi uygulanır.
Sigortacı; ZMSS kapsamında ödediği tazminatı, zarara neden olansigorta ettirenden, halefiyet prensibi gereğince, ZMSS Genel Şartları B.4. hükmünde belirtilen durumlardan herhangi birisi varsa geri alabilir. Bu durumlardan hiçbirisi gerçekleşmemişse, sigorta şirketi, rizikonun gerçekleşmesi sonucu meydana gelen zarara ve bundan doğan tazminata kendisi katlanmak zorunda kalacaktır. Genel şartların B.4. Maddesinin c fıkrasına göre aracın mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlardan dolayı sigorta ettirene rücu imkanı getirilmiştir.
Somut olayda davacı sigorta şirketi kaza yapan araçta yaralanan kişiye ödemiş olduğu tazminatı halefiyet ilkesi gereği araç sürücüsünden talep etmiş ve hakkında araç malikiyle birlikte icra takibi yapmıştır. İcra takibi itiraz edilmeksizin davacı yönünden kesinleşmiştir. Davacı mahkememize dava açarak sigorta şirketinin kendisinden ödediği tazminatı rücuan talep edemeyeceğini ileri sürmüştür. Kayıtlara göre araç sürücüsünün alkollü olduğu anlaşılmaktadır. Sigorta genel şartlarının B.4. / c maddesi uyarınca sigorta şirketi rücu hakkını kullanmıştır. Ancak rücu hakkını kullanırken sigorta ettirene müracaat etmesi gerekirken somut olayda olduğu gibi sigorta ettirenle birlikte sürücüye de müracaat etmiştir. Sürücü poliçenin tarafı değildir. Dolayısıyla poliçe genel şartlarıyla bağlı tutulamaz. Sürücü hakkında yapılan icra takibinin yasal dayanağı mevcut değildir. Bu sebeple davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
Sakarya 3.İcra Müdürlüğünün 2014/2752 esas sayılı dosyasından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığı gibi, kötü niyetli olduğuna dair yeterli delil bulunamadığından davacı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
Dava değeri üzerinden hesaplanan ..... TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan ..... TL harcın mahsubu ile bakiye ..... TL harcın davalıdan tahsil edilerek hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından yapılan toplam..... TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının iadesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan ..... TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; davacıve davalı vekillerinin yüzlerine karşı,kararıntebliğinden itibaren15 gün içindeYargıtay ilgili hukuk dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/07/2015
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18553
KARAR NO : 2016/4236
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/07/2015
NUMARASI : 2014/1006-2015/768
DAVACI : İ Ö
DAVALI : Eureko Sigorta A.Ş
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından kötüniyet tazminatı ile sınırlı olarak ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, dava dışı şahsa ait aracın zorunlu trafik sigortacısı olan davalının, sigortalı aracın sürücüsü olan müvekkilinin alkollü olması nedeniyle müvekkili ve sigortalısı aleyhine, sigortalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu 3. kişiye ödediği maluliyet tazminatının rücuen tahsili için takip başlattığını, takibin müvekkili aleyhine kesinleştiğini, müvekkilinin sigorta sözleşmesine taraf olmadığını beyanla, davalıya borçlu olmadığının tespitini ve asıl alacak miktarının %20' sinden az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının alkollü olarak sebebiyet verdiği kaza sonucu müvekkilinin dava dışı şahsa maluliyet ödemesi yaptığını, davacıdan alacaklı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne, Sakarya 3.İcra Müdürlüğünün 2014/2752 esas sayılı dosyasından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığı gibi, kötü niyetli olduğuna dair yeterli delil bulunamadığından davacı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından kötüniyet tazminatı ile sınırlı olarak ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı sigorta şirketi dava dışı sigortalısı ile davacı sigortalı araç sürücüsü aleyhine alkollü araç kullanımından dolayı 3. kişiye ödediği maluliyet tazminatının rücuen tahsili için icra takibi başlatmış, davacı sürücü de kesinleşen icra dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitini ve asıl alacak miktarının %20' sinden az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne, Sakarya 3.İcra Müdürlüğünün 2014/2752 esas sayılı dosyasından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığı gibi, kötü niyetli olduğuna dair yeterli delil bulunamadığından davacı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Zorunlu trafik sigorta poliçesinde sigorta ettiren taraf dava dışı N A olup, davacı İ Ö sadece sigortalı aracın kaza tarihindeki sürücüsüdür. Davalı sigorta şirketi basiretli bir tacir gibi sigorta poliçesinde taraf olan sigorta ettireni ve rücu şartlarını bilebilecek durumdadır. Buna rağmen davalı sigorta şirketinin sigortalısı yanında sürücü aleyhine de rücuen tazminat talepli icra takibi başlatması kötüniyetli olduğunu gösterir. Bu durumda mahkemece davalı aleyhine asıl alacağın %20'sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 Sayılı H.M.K.nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının icra inkar tazminatına ilişkin (3) nolu bendinin tamamen çıkartılarak yerine "..... TL asıl alacağın %20'si olan ..... TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ibarelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı ..... TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davacıya geri verilmesine, 04/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.