At Yarışı Organizasyonunda Gerekli Önlemleri Almayıp Ölüme Neden olan Belediye Aleyhine Açılmış Tazminat Davası
18 Ocak 2018İş Kazasında Vefat Eden İşçinin Yakınları Adına Açılan Tazminat Davasıdır
18 Ocak 2018T.C.
SAKARYA
1. IDARE MAHKEMESI
ESAS NO: 2013/448
KARAR NO: 2014/721
DAVACILAR : 1- .......... Velayeten Anne ve Babası .......... ve ..........
2- ..........
3- ..........
4- ..........
5- ..........
6- ..........
VEKILI: Av. Özgür Eray Tas
Rüstempasa Mah.Ersin Cad.No:31 Sapanca / Sakarya
DAVALI: Milli Egitim Bakanlıgı / Ankara
VEKILI : Hukuk Müsaviri Sevgi Kara - Aynı Yerde
DAVANIN ÖZETI: .......... anne, baba ve kardesleri olan davacılar tarafından, .......... IMKB Sakarya Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi atölye dersinde deney setinin arızalı
olmasının ögrenilmesi üzerine ögretmenlerince yeni deney seti kurulurken, müteveffanın arızalı devre ile
ugrasmaya basladıgı sırada elektrige kapılarak hayatını yitirmesi nedeniyle ugranılan 23.675,46-TL
maddi ve 120.000,00-TL manevi zararın olay tarihi olan 27/12/2011 tarihinden itibaren isleyecek yasal
faiziyle birlikte tazmini istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETI: Idarelerine yükletilecek bir kusur bulunmadıgı, olay ile ilgili görülen ceza
davasında vefat eden ögrencinin asli, ögretmenin ise tali kusurlu oldugunun saptandıgı belirtilerek
davanın reddi gerektigi savunulmaktadır.
TÜRK MILLETI ADINA
Karar veren Sakarya 1. Idare Mahkemesi'nce dava dosyası incelenerek isin geregi görüsüldü:
Dava; .......... anne, baba ve kardesleri olan davacılar tarafından, ..........
IMKB Sakarya Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi atölye dersinde deney setinin arızalı olmasının
ögrenilmesi üzerine ögretmenlerince yeni deney seti kurulurken, müteveffanın arızalı devre ile ugrasmaya
basladıgı sırada elektrige kapılarak hayatını yitirmesi nedeniyle ugranılan 23.675,46-TL maddive
120.000,00-TL manevi zararın olay tarihi olan 27/12/2011 tarihinden itibaren isleyecek yasal faiziyle
birlikte tazmini istemiyle açılmıstır.
Idare Hukuku ilkelerine ve T.C.Anayasasının 125. maddesine göre idare kendi eylem ve
islemlerinden dogan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumlulugu Anayasa prensibi
olarak kabul edilmistir. Idarenin sorumlulugunun hangi esaslara göre belirlenecegi Anayasada
belirtilmemis olup, bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıstır. Bugün idarenin
sorumlulugu hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. Ister hizmet kusuru
ister kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın idarenin tazminle sorumlu tutulabilmesi için bir zararın
varlıgı, zararı doguran eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması, zararlı sonuçla eylem arasında
T.C.
SAKARYA
1. IDARE MAHKEMESI
ESAS NO: 2013/448
KARAR NO: 2014/721
dogrudan bir illiyet bagının bulunması zorunludur.
Dosyanın incelenmesinden;Sakarya Ili, Adapazarı Ilçesi, IMKB Sakarya Teknik ve Endüstri
Meslek Lisesi 11/H sınıfının 27/12/2011 tarihli Temel Elektronik Sistemleri dersinde deney setinin arızalı
olması nedeniyle çalısmadıgı, ders ögretmenin ögretmenler odasına giderek aynı alandan iki ögretmene
konuyu aktardıgı, ögretmenlerin birlikte 240 nolu atölyeye giderek alternatif bir devre denemesi
yaptıkları, devrenin çalıstıgı, bunun üzerine üç ögretmenin 236 nolu atölyeye gittikleri, ders ögretmeninin
üç ögrenciyi yeni yapılan ve çalısan devreyi getirmek üzere 240nolu atölyeye gönderdigi, ögrencilerin
çalısan devreyi 236 nolu atölyeye getirdikleri, çalısmayan devrenin kenara çekilerek, onun yerine çalısan
devrenin kuruldugu, diger iki ögretmenin çalısmayan devreyi tamir ile ilgilendikleri, ders ögretmenin
deney grupları olusturdugu, bu esnada .......... isimli ögrencinin devreyi kurmaya basladıgı
sırada elektrik akımına kapıldıgı, saglık ekipleri tarafından yapılan ilk müdahaleye karsın ögrencinin vefat
ettigi, .......... anne, baba ve kardesleri olan davacıların da .......... ölümü
olayında davalı idarenin kusuru bulundugundan bahisle 22.3675,46-TL maddive 120.000,00-TL manevi
tazminat istemli bakılmakta olan davayı açtıkları anlasılmaktadır.
Somut olayda, davaya konu ölüm olayının davacıların yakınının okulda gördügü ders sırasında
elektrik akımına kapıldıgı ve saglık ekiplerince yapılan tüm müdahalelere karsın ölüm olayının meydana
geldigi hususunda tereddüt yoktur. Ölüm olayının gerçeklesmesine bazı durumlarda idarenin ajanlarının
kusurlu davranısları ile katkıda bulundukları, bazende yapılan isin niteligi itibariyle eyleminin vuku
bulacagının aleni olarak bilinmesine karsın bunun önüne geçebilecek yeterli tedbirlerin alınmaması
durumlarında idarenin ölüm olayından sorumlu tutuldugu, hizmet kusurunun varlıgı sebebiyle idare
aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektigi açıktır. Sakarya Cumhuriyet Bassavcılıgının 2011/19333
sorusturma numaralı dosyası üzerinde yaptırılan bilirkisi incelemesi sonucu Prof. Dr. Vahdet Uçar
tarafından hazırlanan 30/1/2012 tarihli bilirkisi raporunda; "Maktul .......... elektrik
panosunda devreyi hazırlayıp dersin ögretmenine haber verip sisteme elektrik vermesi gerekirken bu
gereklilige uymaması, ilk devreyi tamamlayıp sisteme elektrik verip kontrol ettiginde panonun fisini
prizden çekmesi veya panonun üzerindeki sigortaların anahtarlarını kapatıp sistemdeki elektrigi keserek
ikinci elektriksel deneye geçmesi gerekirken, deney odasındaki ikaz levhaları ve uyarılara aldırıs etmeden
dalgınlık ve dikkatsizlik sonucu devredeki elektrigi kesmeden jakların uçlarını elektrik panosuna takıp
diger uçlarını devredeki elektrik motoruna baglamadan önce uçları egik olan jakların ikisinin uçlarını
elleriyle düzelttigi esnada 380 voltluk elektrige maruz kalınarak ölümlü kazanın meydana geldigi, bu
sebeple olayda .......... birinci dereceden ASLI kusurlu oldugu tespit edilmistir.
Endüstriyel Elektrik Atölyeden sorumlu ögretmenlerin atölyede çalısmalara baslamadan önce ögrencileri
kesinlikle uyardıkları, sınıfta uygun yerlere uyarıcı levhaların asıldıgı, ögrenciler panodaki devrelerini
tamamladıktan sonra ögretmenlerine haber vererek, ögretmen kontrolünde devreye elektrik vermeleri
gerekir ki, bu durum .......... tarafından dikkate alınmadıgı tarafımdan tespit edilmistir.
Endüstriyel Elektrik Atölyeden sorumlu ögretmenlerin ise deneysel çalısmaları kendi kontrollerinde
yaptırmaları gerekirken, ögrencilerin elektrik panoları üzerinde deneylerine devam etmelerini göz ardı
etmeleri, isine gerekli özeni, dikkati göstermemesi, elektrik panolarına deney sonucu elektrigin
verilmesinde kontrolü kendinde olacak sekilde sisteme elektrigi veren anahtar sistemini koymamaları
nedeniyle kazada TALI kusurlu oldukları görüs ve kanaatine varılmıstır." denildigi, bilirkisi raporunda
sözü edilen ve ögretmenlere yüklenen kusur anılan ögretmenlerin özel hayatı ile ilgili bir kusur (sahsi
kusur) olmadıgı, bu kusurun, kamu hizmetinin ifası (egitim-ögretim) amacı ile ortaya çıktıgı, dolayısı ile
T.C.
SAKARYA
1. IDARE MAHKEMESI
ESAS NO: 2013/448
KARAR NO: 2014/721
maddi olayda vuku bulan kusur, "kamu hizmetinin icrası zımnında, idarece kamu görevlisine saglanmıs
olan araç-gerecin ve yetkinin kullanımı aracılıgıyla, mevzuat tarafından öngörülen ve üstlenilen ödev
dolayısıyla ifa edilen görevin, mevzuatta öngörülen "usul ve kurala aykırı" olarak icra edilmesinden
kaynaklı olan" ve tek bir sahsa indirgenemeyen, idare içerisinde anonimlesen, görev kusuru olarak
tanımlanan bir kusuru olup, görev kusuru da, idare bakımından bir hizmet kusuru teskil etmektedir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde davanın maddi tazminat talebine iliskin kısmı ele alındıgında;
Mahkememiz'in 27/2/2014 tarihli ara kararı ile davacıların (anne ve babanın) destekten yoksun kalma
taleplerinin belirlenmesi amacı ile dosya üzerinden bilirkisi incelemesi yaptırılmıs ve bilirkisi raporunda,
davacı anne .......... için 47.350,94-TL, davacı baba .......... için ise, 47.350,94-TL
tutarında destekten yoksun kalma miktarı belirlenmis; rapor taraflara teblig edilmis ve rapora yapılan
itirazlar yerinde görülmemis olup; ceza davasındaki kusura iliskin bilirkisi raporu dikkate alınarak olayda
.......... % 75 oranında, davalı idarenin ise % 25 oranında kusurlu oldugu Mahkememizce
kabul edilmisve maddi tazminat isteminin tamamının kabul edilmesi gerektigi sonucuna varılmıstır.
Davanın manevi tazminat talebine iliskin kısmına gelince;
Ögretide kabul edildigi üzere manevi tazminat, patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi
karsılamaya yönelik bir tazmin aracı olmayıp, manevi tatmin aracıdır. Baska türlü giderim yollarının
bulunmayısı veya yetersiz kalısı, manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu hale
getirmektedir. Olayın gelisimi ve sonucu, ilgilinin durumu itibariyle ugradıgı manevi zarara karsılık takdir
edilecek manevi tazminatın, manevi tatmin aracı olmasından dolayı zenginlesmeye yol açmayacak
miktarda, fakat idarenin olaydaki kusurunun niteligini ve agırlıgını ifade edecek ölçüde saptanması
zorunlu bulunmaktadır.
Diger taraftan, tazminat sadece maddi degerlerde meydana gelen eksilmelerle sınırlı bir giderim
yolu degildir. Aynı zamanda kisinin, yasamında ortaya çıkan olumsuzluklar nedeniyle duydugu her türlü
sıkıntı ve üzüntüden kaynaklanan manevi zararların da manevi tazminat ödenerek tazmini Anayasal ve
yasal düzenlemelerin geregi oldugundan, davacıların çocuklarının/kardeslerinin ölümünden dolayı derin
bir elem duydugu vemanevi zarara ugradıgı gözetilerek olayın olus biçimi ve niteligi dikkate alınarak,
manevi tazminat takdir edilmesi gerektigi açık olup, manevi tazminat isteminin tamamının kabul
edilmesigerektigi sonucuna varılmıstır.
Açıklanan nedenlerle; davanın maddi ve manevi tazminatlara iliskin kısımlarının kabulüne,
23.675,46-TL maddive 120.000,00-TL manevi toplam 143.675,46-TL tazminatın 17/12/2012 tarihinden
itibaren isleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya iliskin faiz isteminin reddine, dava kısmen
kabul, kısmen ret ile sonuçlandıgından, haklılık oranı dikkate alınarak asagıda dökümü yapılan 660,25-TL
yargılama giderinin 1/10'u olan 66,00-TL'sinin davacı üzerinde bırakılmasına, geriye kalan 594,25-TL
yargılama gideri, 9.827,40-TL nispi karar harcı ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/4. maddesi
dikkate alınarak maddi tazminat için takdir olunan 2.841,05-TL, manevi tazminat için takdir olunan
12.000,00-TL toplam 14.841,05-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 750,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak
davalı idareye verilmesine, hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.827,40-TL nispi karar harcından
pesin yatırılan 478,20-TL düsüldükten sonra geriye kalan 9.349,20 TL harcın davacıya
tamamlattırılmasına, artan posta giderinin kararın kesinlesmesinden sonra davacıya iadesine, 25/06/2014
tarihinde maddi tazminat ve manevi tazminatın davacı .......... iliskin kısmı hariç
diger kısımları yönünden oybirligi ile manevi tazminatın davacı .......... iliskin
T.C.
SAKARYA
1. IDARE MAHKEMESI
ESAS NO: 2013/448
KARAR NO: 2014/721
kısmı yönünden oyçoklugu ile karar verildi.
BASKAN VEKILI Üye Üye
.......... .......... ..........
X
YARGILAMA GIDERLERI :
Basvurma Harcı : 24,30.-
Vekalet Harcı : 3,75.-
Bilirkisi Gideri : 500,00.-
Posta Gideri : 132,20.-
TOPLAM : 660,25-TL
Nispi Karar Harcı : 9.827,40-TL
KARSI OY :
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 55/2 nci maddesinde, bu Kanun hükümlerinin, her türlü
idarî eylem ve islemler ile idarenin sorumlu oldugu diger sebeplerin yol açtıgı vücut bütünlügünün
kısmen veya tamamen yitirilmesine ya da kisinin ölümüne baglı zararlara iliskin istem ve davalarda da
uygulanacagı hüküm altına alınmıstır.
Anılan Kanun'un 646 ncı maddesinde, bu Kanun, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî
Kanunu'nun Besinci Kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır hükmüne yer verilmistir.
6098 sayılı Kanun'un söz konusu hükümleri geregi maddî olaydaki manevî tazminat talebinde,
manevî tazminatın medenî hukuk baglamında sahsî hak niteliginin göz önünde bulundurulması
gerekmektedir.
4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 25/4 üncü maddesinde, manevî tazminat isteminin, karsı
tarafça kabul edilmis olmadıkça devredilemeyecegi; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüs olmadıkça
mirasçılara geçmeyecegi hükmüne yer verilmis; anılan Kanun'un 220 nci maddesinde, manevî tazminat
alacaklarının kanun geregi kisisel mal oldugu belirtilmistir.
Manevî tazminat "kisinin" manevî bakımdan çekmis oldugu elemlerin/acılarının moral yönünden
tatminine yönelik bir denklestirme aracıdır.
Dolayısıyla, manevî tazminat talebinde bulunabilmek için, talep sahibi kisinin duydugu elemin
moral yönden denklestirilmesi, talep sahibi haricindeki baska kisinin talebinin, talep sahibi kisinin talebi
imis gibi degerlendirilmesi mümkün degildir.
Manevî tazminatın "kisinin" moral yönden tatmin edilmesine dair niteliginin bir sonucu olarak;
manevî tazminat sübjektif karakteri haizdir.
Dolayısıyla manevî tazminat kisiden kisiye degisen niteliktedir. Bu bakımdan, bir olay nedeniyle
A sahsının duydugu elem/acı ile aynı olay nedeniyle B sahsının duydugu elem/acı birbirine esdeger
degildir. Her sahıs bakımından elem/acının etkisi olay, olaya konu durum/kisi ve sahsın bu olay ve olaya
konu durum/kisi ile olan iliskisine göre degisiklik arz etmektedir.
Yukarıda yer verilen Kanun hükümleri ile manevî tazminatın niteligi geregi manevî tazminat,
T.C.
SAKARYA
1. IDARE MAHKEMESI
ESAS NO: 2013/448
KARAR NO: 2014/721
sahsa sıkı sıkıya baglı olan haklardandır (Selâhattin Sulhi Tekinay, Sermet Akman, Halûk Burcuoglu,
Atilla Altop; Tekinay Borçlar Hukuku, 1993, s.558). (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 28.05.2013 tarih ve
E: 2012/11580, K: 2013/7969 sayılı kararı. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin E: 2006/ 8146, K: 2006/ 7672
sayılı kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun E: 2004/1361, K: 2004/110 sayılı kararı).
Bir diger ifade ile bir sahsın, bir olay dolayısı ile çekmis oldugu elem ve acıyı, manevî hüznü
veya manevî hazzı sadece o sahıs bilip, fark edebilir. O sahıs haricindeki diger kisiler, o sahsın yerine
geçerek, o kisinin ne oranda manevî elem veya manevî haz aldıgını bilemezler.
Bu sebeple, bütün manevî durumlarda oldugu gibi, tazminat hukukunda da, manevî tazminat
kisiye sıkı sıkıya baglı haklardan kabul edilmektedir. Kisiye sıkı sıkıya baglı olan haklar da, sadece o kisi
tarafından kullanılır, baskaları tarafından kullanılamaz. Nitekim menevî tazminat bu niteligi nedeniyle
temsilciler tarafından dahi kullanılamaz (Safa REISOGLU; Borçlar Hukuku, Istanbul, 2004, s.218).
Açıklamalar çerçevesinde maddî olay ele alındıgında, davacılardan .......... 05.03.2000 dogumlu oldugu, dolayısıyla gerek olay tarihinde gerekse, dava ve hüküm
tarihinde abinin vefatına iliskin elem ve acıyı tam ehliyetli kisiler gibi hissedebilecek bir durumda
olmadıgı degerlendirilmektedir.
Ayrıca, bir küçügün abisini kaybetmesi dolayısıyla küçükte olusan elem ve acıyı ancak o
küçügün bilebilecegi, o kisi haricinde baskalarının (bu kisiler velisi/temsilcisi olsa dahi) sahsın iç
dünyasındaki ızdarıbın oranını bilemeyecekleri, bu hususun manevî tazminatın kisiye sıkı sıkıya baglı
haklardan olmasının dogal bir sonucu oldugu degerlendirilmektedir.
Bu bakımdan velî/temsilci olsa dahi, .......... iç dünyasındaki elemi
bilmesinin ve öngörmesinin mümkün olmadıgı; bu nedenle anılan davacı adına velînin manevî tazminat
talep edemeyeceginden, anılan davacı adına manevî tazminata hükmedilmemesi gerektigi sonucuna
varılmaktadır.
Zirâ olayda küçük lehine talep edilen ve hükmedilen manevî tazminat, küçügün elem ve
ızdırabına esdeger degil, velînin tahmini bir meblag talebinden ibarettir.
Küçügün manevî tazminat talebini tam ehliyetli oldugu dönemde bilahare talep etmesi ve bu
durumda (küçük bakımından) zararı ögrenme, zarar tarihi v.d. hususlar ile dava süresinin baslangıcının
ayriyeten tartısılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; .......... bakımından menavî tazminat talebinin reddi
yönünde hüküm kurulması gerektigi görüsü ile sayın çogunluk kararının..........
adına talep edilen manevî tazminatın kabulüne iliskin kısmına katılmıyorum.
Üye
SELMAN ÖZDEMIR
(118436)