Trafik Kazasında Kol Kaybı Nedeniyle Açılan Tazminat Davasıdır
18 Ocak 2018Tapulu Taşınmazın Bir Bölümünün Kesinleşmiş Orman Sahasında Kalması ve Bir Bölümününde Eylemli Orman Sayılması Durumu
18 Ocak 2018T.C.
KARAMÜRSEL
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/430 Esas
KARAR NO : 2018/116
HAKİM :
KATİP :
DAVACI : A.E.E – Kadıköy/ İSTANBUL
VEKİLİ : Av. ÖZGÜR ERAY TAŞ – Rüstempaşa Mah.Ersin Cad.No:31 54600 Sapanca/ SAKARYA
DAVALI : ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ – -Ankara, Merkez Merkez/ ANKARA
VEKİLİ : Av. … – Gölcük Orman İşletme Müdürlüğü … Gölcük/ KOCAELİ
DAVALI :HAZİNEYE İZAFETEN KARAMÜRSEL MALMÜDÜRLÜĞÜ – Karamürsel Karamürsel/ KOCAELİ
DAVA :Tazminat (Tapunun Haksız Ele Geçirilmesi Nedenli)
DAVA TARİHİ : 07/11/2013
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 16/05/2018
BİRLEŞEN DAVA KARAMÜRSEL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 2014/389 ESAS 2015/31 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVACI : ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE İZAFETEN GÖLCÜK ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ – Merkez Gölcük/ KOCAELİ
VEKİLİ : Av. …. – Gölcük Orman İşletme Müdürlüğü … Gölcük/ KOCAELİ
DAVALI : 1- G.B-….İç Kapı No:5 Ataşehir/ İSTANBUL
VEKİLİ : Av….. – 34746 Ataşehir/ İSTANBUL
DAVALILAR : 2- A.E.E. -Kadıköy/ İSTANBUL
3- A.G. -Kartal/ İSTANBUL
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Taşınmazın Orman Niteliğinin Çekişmeli Olması Nedeniyle) ve Elatmanın önlenmesi
DAVA TARİHİ : 11/06/2014
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Tapunun Haksız Ele Geçirilmesi Nedenli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı birleşen dava davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Kocaeli ili, Karamürsel ilçesi, Kayacık Mahallesi, 32 ada, 5 parselde kayıtlı 64,537 m2 lik taşınmazın 50,000 m2 lik kısmını satın aldığını, müvekkili tarafından taşınmazda bulunan hissesi yönünden çalışmalar yapmak amacı ile tapu dairesinden kayıt almak istemesi üzerine tapu kaydında 2001 yılında taşınmaz üzerine orman şerhi konulduğunu öğrendiğini, bu durumu öğrenmesinden sonra Orman İşletme idaresinden alınan bilgiye göre taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastro çalışmalarının yapıldığı ve taşınmazın büyük bir bölümünün kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kaldığını, kesinleşmiş orman tahdit çalışmaları üzerinden yasal 10 yıllık dava açma süresinin geçtiğini, tapu kaydının orman sınırları dahilinde kalan bölüm yönünden kendiliğinden hükümsüz kaldığını, bu durum karşısında müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, müvekkilinin taşınmazda hissesinin tamamının orman olmadığını, müvekkilinin ne kadarlık hissesinin ormanda kaldığının ve ne kadarlık hissesinin iptal edilmesi gerektiğinin bilirkişi raporu ile tespit edileceğini, ileride gerçek değerini bildirmek kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 07/02/2014 havale tarihli dilekçesi ile Orman Genel Müdürlüğünü davaya dahil etmiştir.
Davalı maliye hazinesi cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazda şerh talebinin Orman Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığını, davanın Orman Genel Müdürlüğü ‘ne yöneltilmesi gerektiğini, ayrıca davanın süresi içinde açılmadığını, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olmasının mümkün olmadığını, haksız ve dayanaksız olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı birleşen dosya davacısı Orman Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; davada adli mahkemelerin yetkisi olduğunu, öncelikle görev yönünden karar verilmesine, ayrıca dava konusu taşınmaz yönünden tapu iptali ve tescil davası açılmadan tazminat talep edilemeyeceğini, dava konusu taşınmazın maliye hazinesi mülkiyetinde olduğunu, davada tarafın maliye hazinesi olması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin birleştirilen 20014/389 esas sayılı dosyası ile, davacı birleşen dosya davalısı Orman Genel Müdürlüğü vekili dava dilekçesinde; Kocaeli ili, Karamürsel ilçesi, Kayacık MAh., Çamlık mevkiinde kain 32 ada, 5 parselde bulunan taşınmazın tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, müvekkili kurum tarafından yapılan inceleme ve hazırlanmış olan inceleme raporu neticesinde dava konusu taşınmazın güneyindeki A harfi ile gösterilen yaklaşık 60772 m2 lik alanın devlet ormanı içerisinde kaldığını, B harfiyle gösterilen 3765 m2’lik kısmının orman sayılmayan yer olarak tespit edildiğini, Tek Genel müdürlüğü tarafından 4151 m2’lik sahada 04/09/1973 tarihli irtifak hakkı bulunduğunu, tapu kayıtları incelendiğinde bütün taşınmaz üzerinde Tek Genel Müdürlüğü’nün irtifak hakkı şerhi ile davalılardan ….. payı üzerinde çeşitli icra müdürlüklerinin haciz şerhleri ve ….. Dağıtım Tic. Aş.’nin de ipotek şerhinin olduğunu, bu kapsamda mahkeme tarafından ilgili yerlere davanın ihbarını, davanın neticesinde tapunun iptal edilmesi halinde haciz, irtifak ve iptek şerhlerinin orman olan kısım üzerinden kaldırılmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle dava konu taşınmazın orman sınırda kalan 60772 m2’lik kısmının tapu kayıt malikleri adına olan tapusunun iptaline, davalıların taşınmazlara olan müdahalesinin önlenmesine, taşınmaz üzerinde bulunan irtifak hakkı,haciz ve ipotek şerhlerinin orman olarak tespit edilen yerin tapusu üzerinden kaldırılmasına, taşınmazın kısmen orman vasfıyla maliye hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen mahkememizin 2014/389 esas sayılı dosyasında davalı …. cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın adına kayıtlı olduğunu, kesinleşmiş orman tahdit sınırları içersinde kalmasından dolayı davacı Orman Genel Müdürlüğü’ne karşı Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/490 esas sayılı dosyası ile tazminat davası açtığını, davacı idarenin iş bu davayı gereksiz yere açtığını, diğer davalılar yönünden davanın yürütülmesinde herhangi bir yasal engelin bulunmadığını, öncelikle derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise kendisi ile ilgili bölümün tefrik edilerek 2013/490 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesini, bu durumun tamamen devletin kusuru nedeniyle gerçekletiğini, bu nedenlerle dava şartı yokluğundan tarafı yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen mahkememizin dosyasında diğer davalılar usulune uygun tebligata rağmen cevap vermemiştir.
Mahkememizce gerekli araştırmalar yapılmış, ilgili kayıtlar celp edilmiş, dava konusu taşınmazda keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememiz tarafından yapılan keşif sonucu alınan 16/10/2014 tarihli fen bilirkişi raporuna göre, bilirkişi raporunda A harfi ( 32389,00 M2 ) ve B harfi ( 28383,00 M2 ) ile gösterilen taşınmazın orman arazisi olduğunu beyan etmiştir.
Yine mahkememiz tarafından alınan 30/10/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazın 60,772,00 M2 lik bölümünün 14/09/2014 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastro sınırları içerisinde bulunduğu ve tamamen orman ağaç ve ağaçlıkları ile kaplı olduğu, memleket haritasında yeşil alanda orman olarak göründüğü, 3116 sayılı yasaya göre orman tahdidi bulunmadığını ancak öncesinden beri orman vasfını koruduğu, başka bir amaçla kullanıldığını gösteren her hangi bir bulguya rastlanılmadığını beyan etmiştir.
Yine mahkememiz tarafından alınan inşaat ve ziraat bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde kalan ve davacının hissesine düşen taşınmazın değerinin 2.073.108, 65 TL olarak tespit edilmiştir, 05/01/2015 havale tarihli ek bilirkişi raporunda davacının hissesine düşen kısmın değeri irtifak hakkının yapmış olduğu değer kaybı düşülerek 2.026.538,71 TL olacağı bildirilmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 03/12/2014 tarihli dilekçesi ile dava değerini 2.027.500,26 TL olarak düzeltme talebinde bulunmuştur.
Davaya konu Karamürsel ilçesi Kayacık Mah 32 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde taşınmazın bir bölümünün üzerine 16/10/2001 tarihinde orman olduğuna dair şerh konulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 23/01/2015 tarih 2013/490 esas 2015/35 karar sayılı karar ilamıyla davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraf vekillerinin itirazları sonucu dosyanın Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 08/03/2016 tarih ve 2013/490 esas 2015/35 karar sayılı Yargıtay İlamı ile hükmün BOZULMASINA karar verildiği, dosyanın yeni bir esas numarası ile yeniden işleme konularak Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesi ‘nin 2016/430 esas sayılı dosyası üzerinden yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 34.530,00 TL ıslah harcı yatırdığı anlaşılmıştır.
Asıl dava, taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğradıkları zararın 4721 sayılı TMK 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine, birleşen dava ise tapu iptal ve tescil ve elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Tüm dosyalar, bilirkişi raporları, tapu kayıtları, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi ‘nin 08/03/2016 tarih 2015/10024 esas 2016/2880 karar sayılı bozma ilamı, ve tüm dosya bir bütün halinde incelendiğinde; davaya konu taşınmazın üzerine 16/10/2001 tarihinde taşınmazın bir kısmının orman sınırları içerisinde kaldığına dair şerh konulduğu ancak halen tapu kaydının iptal edilmediği anlaşılmıştır. Mülkiyet hakkı, gerek anayasa ve yasalarla iç hukuk yönünden, gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleriyle, dış hukuk yönünden kabul edilmiş temel haklardandır. Kamu yararı ile mülkiyet hakkında kısmen veya tamamen yoksun bırakılan kişinin hakkı arasında makul, kabul edilebilir hak ve adalet dengesini sağlayacak bir oranın kurulması asıldır. Somut olayda dava konusu taşınmaz orman olarak sınırlandırılan ve tapusu halen davacı üzerinde bulunan taşınmazın eylemli orman alanı olarak kullanılan bölümde kaldığından taşınmaza Orman Genel Müdürlüğü tarafından el atıldığı, böylece kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği değerlendirilerek asıl davada bilirkişilerce tespit edilen 2.026.583,71 TL tazminatın davalı maliye hazinesinden alınarak davacıya verilmesine, Orman Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, birleşen davada davanın kabulüne, davaya konu taşınmazın fen bilirkişi raporunda A+B harfleri ile gösterilen 60.772,00 m2 lik bölümün orman alanı içerisinde kalması nedeniyle orman vasfı ile hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu taşınmazın tapu kaydının davalılar üzerine olması sebebiyle davalıların haksız elatmasından söz edilemeyeceğinden elatmanın önlenmesi talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Asıl davada davacının davasının KABULÜ İLE,
a-)2.026.583,71 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Maliye Hazinesinden alınarak davacıya verilmesine,
b-)Orman Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
c-Davalı maliye hazinesi harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
d-Davacılar tarafından yatırılan 170,80 TL peşin harcın ve 34.530,00 TL tamamlama harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
e-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan …. TL vekalet ücretinin davalı maliye hazinesinden alınarak davacıya verilmesine,
f-Orman Genel Müdürlüğü kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak Orman Genel Müdürlüğü ‘ne verilmesine,
g-Davacı tarafından yapılan 1.460,50 TL yargılama giderinin davalı Maliye Hazinesinden alınarak davacıya verilmesine, gider avansından kalan miktarın kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde davacıya iadesine,
h-Maliye Hazinesi tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde iadesine,
2-Birleşen davada davacının tapu iptali ve tescil istemi yönünden davasının KABULÜNE, meni müdahale istemi yönündeki davasının ise REDDİNE,
a-)Dava konusu Kocaeli ili, Karamürsel ilçesi, Kayacık Mah., 32 ada, 5 parsel sayılı taşınmazın davalılar ….. , ….. ve ….. adına olan tapu kaydının 16/10/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda A+B harfleri ile gösterilen toplam 60.772,00 m2’lik kısmının iptali ile, orman vasfı ile hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
b-16/10/2014 tarihli fen bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına,
c-6099 SK ile 3402 SK ‘ya eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
d-Davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e-Davacı tarafından yatırılan toplam 521,30 TL (tedbir talebi harcı, vekalet harcı, başvurma harcı, peşin harç, keşif harcı, temyiz yoluna başvuru harcı, temyiz karar harcı, tehiri icra harcı) harcın kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davalı hazine vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren 15 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup üsulen anlatıldı. 11/04/2018
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3980
KARAR NO : 2018/5766
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2018
NUMARASI : 2016/430-2018/116
DAVACI- KARŞI
DAVALI : …
DAVALI-KARŞI
DAVACI : Orman Yönetimi
DAVALILAR : Hazine – …. – ….
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 18/09/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ve duruşma talebinde bulunan davalı Hazine vekili Av. ….. ile karşı taraftan davalı Orman Yönetimi vekili Av. ….. geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ….. vekili 07/11/2013 tarihli dava dilekçesi ile vekil edeninin 10/06/1982 tarihinde Kayacık mahallesi 32 ada 5 parsel sayılı 64.537 m² yüzölçümlü taşınmazın 50.000 m²’lik bölümü satın aldığını, ancak taşınmazın tapu kaydına 2001 yılında orman sınırları içinde kaldığına dair şerh konulduğunu, orman tahdidinin yapıldığı tarih itibariyle tapu sahiplerine tanılan 10 yıllık dava açma süresinin de geçtiğini, tapunun tutulmasından Hazinenin kusursuz sorumlu olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak üzere 10.000.- TL maddi tazminatın davalı Hazineden alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 03/12/2014 tarihli dilekçesi ile dava değerini 2.027.500,26 TL’ye artırmış, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Davalı Hazine vekili, davanın Orman Yönetimine yönelik açılması gerektiği, süresinde açılmadığı, taşınmazın halen davalılar adına kayıtlı olduğu ve fiilen el atılmadığı gerekçesiyle davanın reddini istemiştir.
Yargılama sırasında Orman Yönetimi davaya dahil edilmiştir.
Orman Yönetimi vekili, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, tapu kaydının iptal edilmeden tazminata hükmedilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin birleşen 2014/389 E. sayılı dosyasında davacı Orman Yönetimi, 32 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tahdit içinde kalan bölümünün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi talebiyle dava açmıştır.
Mahkemece; asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne, 2.026.538,71.- TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Orman Yönetiminden alınarak davacıya verilmesine, Hazineye yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, birleşen dosyada Orman Yönetiminin davasının kabulüne, 32 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalılar ….. , ….. ve ….. adına olan tapu kaydının bilirkişi raporunda (A+B) harfiyle gösterilen 60772,00 m²’lik bölümünün iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı – birleşen dosya davalısı ….. tarafından, asıl davada davalı Hazinenin de sorumlu olduğu, davacı tarafa dava değeri üzerinden nisbi harç ikmali sağlanması için süre verilmesi gerektiği ve vekâlet ücretinin nisbi olarak hükmedilmesi; davalı – birleşen dosya davacısı Orman Yönetimi tarafından ise asıl davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği iddiasıyla temyiz edilmiş, Dairenin 08/03/2016 tarih ve 2015/10024 E. – 2016/2880 K. sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”.
Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince davalı sıfatı Hazinenin olup Orman Yönetiminin davalı sıfatı bulunmadığından Orman Yönetimi aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Diğer taraftan, davacı vekili dava dilekçesinde davayı belirsiz alacak davası olarak nitelendirip 10.000.- TL tazminat talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 107. maddesi ile 1086 sayılı HUMK’da bulunmayan ”belirsiz alacak davası” türü kabul edilmiştir. Buna göre; “Madde 107: (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.
(3) Ayrıca, kısmî eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.”
Yukarıda açıklanan madde hükmüne göre; alacaklının belirsiz alacak davası açabilmesi için, dava açacağı miktarı ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı veya bu durum objektif olarak imkansız olmalıdır. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tesbit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamaz. Çünkü, her davada arandığı gibi, burada da hukuki yarar aranacak olup böyle bir durumda hukuki yararın bulunduğundan söz edilemez (Prof. Dr. Baki Kuru, Medeni Usul hukuku Ders Kitabı 2011 Baskı sf.277).
Somut olayda ise; davacı tapu kaydının beyanlar hanesine orman şerhi konulan taşınmazının değerini talep etmiştir. Davacının dava açıldığı tarihte taşınmazının değerini belirlemesi objektif olarak mümkün olduğundan davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü mümkün değildir.
Kaldı ki, dava belirsiz alacak davası olarak kabul edilse dahi, davacı vekili 03/12/2014 havale tarihli dilekçe ile dava değerini bilirkişi raporu dikkate alınarak 2.027.500,26.- TL olarak düzelttiklerini bildirmiş, arttırılan miktar için harç yatırılmamış mahkemece de bu miktar gözönünde bulundurularak hüküm kurulmuştur. Harçlar Kanununun 30. maddesinde “muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için mahkemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilâm harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Kabule göre de; anılan yönler gözetilerek davacının arttırdığı miktarların haçlandırılmasını sağlamak için davacı tarafa süre verilip ve bu eksiklik giderildikten sonra oluşan duruma göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
Ayrıca, arttırılan dava değeri üzerinden haç tamamlatılmadığı için maktu vekâlet ücreti takdir edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama süresinde eksik olan nisbi harç tamamlanmış ve asıl davada davacının davasının kabulü ile,
1-)2.026.583,71.- TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine,
2-Birleşen davada davacının tapu iptali ve tescil istemi yönünden davasının kabulüne, men’i müdahale istemi yönündeki davasının ise reddine,
a-)Dava konusu Kocaeli ili, Karamürsel ilçesi, Kayacık mahallesi, 32 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalılar ….. , ….. ve ….. adına olan tapu kaydının 16/10/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A+B) harfleri ile gösterilen toplam 60.772,00 m2’lik kısmının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından davacı lehine verilen tazminat kararına yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişi raporlarına göre, tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değerinin gelir metodu kullanılarak belirlenmesinde, bu değer belirlenirken taşınmazın tapu kaydında yazılı irtifak hakkı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesinde, temyize konu tazminat davasının açıldığı tarihte taşınmazın tapu kaydı henüz iptal edilmemiş olduğundan davacının tazminat talebinin zamanaşımına uğramayacağı gözetilerek hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.630,00.- TL vekalet ücretinin davalı Hazineden alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı-karşı davacı Orman Yönetimine verilmesine, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 18/09/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5819
KARAR NO : 2019/604
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2018
NUMARASI : 2016/430-2018/116
DAVACI-KARŞI
DAVALI : …..
DAVALI-KARŞI
DAVACI : Orman Yönetimi
DAVALILAR : Hazine- ….. – …..
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin18/09/2018 gün ve 2018/3980 E. – 2018/5766 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlar temyiz aşamasında da ileri sürülmüştür.
Dairemiz kararı bu konulara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usûl ve kanuna da uygundur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442. maddesi uyarınca takdiren 389.00.-TL para cezasının düzeltme isteyenden alınmasına 04/02/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.