Orman Şerhi konulan Tapulu Taşınmazlar İçin Tazminat
18 Ocak 2018İsviçre’de Bulunan Müşterek Hesaptaki Davacı Payının Tahsiline Dair Mahkeme Kararıdır
18 Ocak 2018T.C. SAPANCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Esas-Karar No: 2014/352 Esas - 2015/315
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C. SAPANCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2014/352 Esas
KARAR NO: 2015/315
HAKİM:
KATİP:
DAVACI :
VEKİLİ: Av. ÖZGÜR ERAY TAŞ - Rüstempaşa Mah.Ersin Cad.No:31 54600 Sapanca/SAKARYA
DAVALI : 1- HAZİNEYE İZAFEN MALMÜDÜRLÜĞÜNE SAPANCA -Merkez Sapanca Sapanca/ SAKARYA
VEKİLİ:
DAVALI : 2- ORMAN İŞLETME ŞEFLİĞİ SAPANCA -Merkez/ SAKARYA
VEKİLİ:
DAVA: Tapu İptali Ve Tescil (Kişilerce Orman Değildir İddiasıyla Açılan)
DAVA TARİHİ: 30/06/2014
KARAR TARİHİ: 04/06/2015
KARAR YAZIM TARİHİ: 04/06/2015
Mahkememizde görülmekte bulunan Tapu İptali Ve Tescil (Kişilerce Orman Değildir İddiasıyla Açılan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Sapanca ilçesi, Dibektaş Mahallesinde bulunan 266 parselde kayıtlı taşınmazının, 4142,34 metre karelik bölümünün orman haline geldiğinin zuhülen 2/B kadastro çalışmaları sırasında belirtilerek tespit edildiğini ancak bu tespitin hatalı olduğunu, taşınmazın kapama fındık bahçesi olup son derece bakımlı bir arazi olduğunu, kaldı ki kişiler adına tapuda kayıtlı taşınmazlar yönünden kullanım kadastrosu çalışması yapılamayacağını belirterek, yapılan yanlış tespitin iptaline, taşınmazın bahçe vasfında olduğunu tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı orman idaresi vekili cevap dilekçesinde; davanın 6831 sayılı yasada belirtilen süre içerisinde açılmadığını, taşınmazın eylemli orman haline dönüşmüş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı hazine vekili de bu şerhin konulmasında kendilerinin bir tasarrufu olmadığının, kaldı ki taşınmazın eylemli orman haline dönüştüğünü belirterek davanın reddi talebinde bulunmuştur.
Mahkememizin birleşen 2014/402 esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Sapanca ilçesi Dibektaş mahallesi 266 parselde kayıtlı taşınmazın tapuda 3. Kişiden devir ve satın aldığını, satın alma işlemini gerçekleştirdiği esnada tapuda hiç bir sınırlama ve şerh mevcut olmadığını, müvekkilinin 1991 yılı içerisinde taşınmazının tapu kaydına Orman Şerhi konulduğunu öğrendiğini, bunun üzerine orman idaresine 30/06/2014 tarihinde öğrenmelerinin hemen akabinde başvurduklarını ancak idare tarafından başvurularının red edildiğini, müvekkilinin mülkiyet hakkının böylelikle ihlal edildiğini belirterek şimdilik 10.000,00 TL olarak açtıkları belirsiz alacak davasının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kabulüne, müvekkili adına kayıtlı taşınmazın kesinleşmiş tahdit ile orman olan bölümünün tapu kaydının iptaline ve davalı hazine adına orman vasfı ile kayıt ve tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu 12/3 maddesinde belirtilen 10 yıllık süre içerisinde açılmadığını, kaldı ki Yargıtay 20. HD'nin 2011/14625 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, Orman şerhinin konulması tarihinden itibaren 10 yıllık sürenin geçtiğini dolayısı ile davanın zaman aşımı nedeni ile reddi gerektiğini, ayrıca müvekkili idarenin orman şerhinin konulmasında tasarrufu olmadığı gibi kaldırılmasında da her hangi bir yetkisinin söz konusu olmayacağının bu nedenle davanın kendileri yönünden husumet nedeni ile red edilmesi gerektiğini, kaldı ki somut olayda AİHS 1 nolu protokolün 1. Maddesindeki şartların yerine gelmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı Orman İdaresi vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın 6831 sayılı yasa gereği süresi içerisinde açılmadığını, dava konusu taşınmaza 1993 yılında şerh konulduğundan 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, kaldı ki Yargıtay 20. HD'nin 2011/11335 karar sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere bu tür davalarda tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan hazinenin sorumlu olduğunu, dolayısı ile davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, kesinleşmiş orman kadastro çalışmalarına göre orman vasfında olan ve hukuki bir değeri olmayan bir tapunun taraflarınca her zaman iptalinin istenebileceği gerçeği karşısında yerel mahkemece tazminata hüküm edilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizin birleşen 2015/94 esas sayılı dosyasında davacı Orman İdaresi vekili dilekçesinde özetle; Sakarya ili, Sapanca ilçesi Dibektaş mahallesi mülki sınırları içerisinde kalan 266 parselin orman yapıldığını, parselin bir kısmı devlet ormanı içinde kaldığını, bir kısmının da 2B alanı içerisinde kaldığını, bu kısmın da eylemli ormana dönüştüğünü,Sakarya ili, Sapanca ilçesi Dibektaş mahallesi 266 nolu parselin tapu kaydının iptalini, müdahalenin önlenmesini, taşınmazın orman vasfı ile hazine adına tescilini, dava dosyasının Mahkememizin 2014/352 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
Her üç dava dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu anlaşıldığından dosyaların birleştirilmesine karar verilmiştir. Dava konusu taşınmazın tapu kaydı, Orman tahdit tutanakları getirtilmiş tüm delillerin ibrazının akabinde mahallinde keşif yapılmış, Fen Bilirkişisi raporunda taşınmazın eki krokide B ve C harfleri ile göstermek sureti ile işaretledikleri toplam 12.467,66 metre karelik kısmının orman içerisinde kaldığını, A harfi ile gösterdiği 4142,34 metre karelik kısmının tapuda eylemli orman olarak belirtilen kısım olduğunu belirtmiştir. Orman bilirkişisi tüm gerekçelerini belirterek fen bilirkişi raporundaki miktarları teyit etmiş, inşaat bilirkişisi 09/04/2015 tarihli ek raporunda taşınmazın arsa vasfında olduğunu belirterek dava konusu taşınmazın orman sınırları içerisinde kalan kısmı olan 12.467,66 metre karelik kısmının değerinin dava tarihi itibari ile 997.412,80 TL olduğunu belirtmiştir. Davalı yanın zaman aşımı def'inin itirazı gerekmiştir, zira dava dilekçesine ekli Adapazarı Orman İşletme Şefliğinin 13/08/2014 tarihli yazısından anlaşılacağı üzere davacı orman şerhini 30/06/2014 tarihinde öğrenmiş ve bunun üzerine vekili aracılığı ile şerhin kaldırılması istemi ile Orman İdaresine başvurmuştur. Dolayısı ile 10 yıllık zaman aşımı süresi geçmemiştir. Davalı tarafın hak düşürücü süre itirazları da yerinde değildir, zira burada 3402 sayılı Kadastro sayılı kanunun 12/3 maddesinin uygulanması mümkün değildir. İncelenen evrak ve tüm dosya kapsamı itibari ile; dava konusu taşınmazın 4142,34 metre karelik bölümünün eylemli orman haline dönüştüğüne dair tapuda şerh bulunmakta ise de Yargıtay 20. HD'nin 2012/9972 - 14422 esas karar sayılı ilamından anlaşılacağı üzere kişiler adına tapuda kayıtlı taşınmazlar yönünden kullanım kadastrosu çalışmaları yapılamayacağından bu yerlerde kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenemeyeceği, bu itibar ile tapu kaydındaki dava konusu şerhin iptaline karar vermek gerektiği anlaşılmak ile davanın kabulüne hüküm edilmiştir. Birleşen 2014/402 esas sayılı dosyada taşınmazın toplam 12.467,66 metre karelik kısmının kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığı, 1991 yılında taşınmazın tapu kaydı üzerine satılamaz şerhi konduğu, üzerinde böyle bir şerh bulunan hukuken de orman sayılan böyle bir taşınmaza ait özel mülkiyeti gösteren tapu kaydının hiç bir hüküm ifade etmeyeceği, bu itibar ile davacının mülkiyet hakkının tamamı ile onun dahli olmaksızın engellendiği, hazinenin tapu sicilinin yanlış tutulmasından doğan zararlardan sorumlu olduğu, yapılan keşif sonrası aldırılan bilirkişi raporu ile davacının maddi zararının belirlendiği anlaşılmakla taşınmazın kuru mülkiyetinin hazineye ait olacağı dolayısı ile bu zararı karşılamak ile mükellef olanın da hazine olduğu anlaşılmak ile davanın maliye hazinesi yönünden kabulüne, davalı orman idaresi yönünden husumet nedeni ile reddine, taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı maliye hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Birleşen 2015/94 esas sayılı dosyada tapu iptal ve tescil istemi yönünden 2014/402 esas sayılı dosyada karar verilmiş olduğundan esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2/B alanı içerisinde kalan kısma yönelik talep yönünden ise de davanın tamamı ile kullanım kadastrosuna dayandırılmış olması ancak Yargıtay 20. HD'nin 2012/9972 - 14422 esas karar sayılı ilamından anlaşılacağı üzere kişiler adına tapuda kayıtlı taşınmazlar yönünden kullanım kadastrosu çalışması yapılamayacağı, dolayısı ile davanın hukuki mesnedinin bulunmadığı anlaşılmak ile bu talep yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: Davanın kabulü ile Sakarya ili, Sapanca ilçesi, Dibektaş Mahallesi 266 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı olan 4142,34m2'Lik bölümünün eylemli orman haline dönüştüğüne dair tespitin ve bu şerhin iptaline, taşınmazın bahçe vasfında olduğunun tespitine,
Birleşen 2014/402 Esas sayılı dosyada; Davanın hazine yönünden kabulü ile 997.412,80TL maddi tazminatın dava tarihi olan 14/08/2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı maliye hazinesinden alınarak davacıya verilmesine, Davanın davalı orman idaresi yönünden husumet nedeniyle reddine, Dava konusu Sakarya ili, Sapanca ilçesi, Dibektaş Mahallesi 266 parselde kayıtlı taşınmazın fen bilirkişisi M. Emin Küçüköz'ün 21/11/2014 tarihli raporuna ekli krokide B ve C harfleriyle göstermek suretiyle işaretlediği, toplam 12.467,66m2'lik kısmının ifrazı ve son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına olan tapu kaydının iptali ile bu kısmın davalı maliye hazinesi adına orman vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline,
Birleşen 2015/94 Esas sayılı dosyada; Mahkememizin birleşen 2014/402 Esas sayılı dosyasında kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kalan kısım hakkında karar verildiğinden bu kısım yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dava konusu taşınmazın 2/B alanı içerisinde kalan kısmı yönünden ise; Mahkememizin 2014/352 Esas sayılı dosyasında verilen karar dikkate alınarak talebin reddine,
Davalı Maliye Hazinesi harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Esas dosyada davacılarca yatırılan 170,80TL peşin harç, 16.862,55TL ıslah harcı, birleştirilen 2014/402 Esas sayılı dosyada yatırılan 170,80TL harcı olmak toplam 17.204,15TL harcın, karar kesinleştiğinde yatıran davacı Zeliha İrez'e iadesine,
Birleşen 2015/94 Esas sayılı dosyada davacı Orman İdaresi tarafından yatırılan 170,78TL peşin harcın, karar kesinleştiğinde yatıran Orman İdaresine iadesine,
Davacı tarafça esas dosyada yapılan 0,60TL dosya bedeli, 25,20TL başvuru harcı, 99,00TL tebligat ve müzekkere posta gideri, birleştirilen 2014/402 Esas sayılı dosyada yapılan 25,20TL başvuru harcı, 85,00TL tebligat ve müzekkere posta gideri, 150,00TL araç ücreti, 750,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.135,00TL yargılama giderinin davalı Maliye Hazinesi'nden alınarak davacı Z. İ.'e verilmesine,
Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin yapan davalı üzerinde bırakılmasına, Kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan ve takdir edilen ...,00TL vekalet ücretinin davalı Maliye Hazinesi'nden alınarak esas dosyanın davacı Z. İ'e verilmesine,
Kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan ve takdir edilen 1.500,00TL vekalet ücretinin davacı Z. İ.'den alınarak alınarak Davalı Orman İdaresine verilmesine,
Davalı Maliye Hazinesi lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı orman idaresi vekilinin.yüzlerine karşı, davalı hazine vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde mahkememize verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay da temyizi kabil olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/06/2015 Katip 169063 Hakim 110599