BELEDİYENİN SATTIĞI TAŞINMAZIN TAPU KAYDININ İPTALİ NEDENİYLE AÇILMIŞ TAZMİNAT DAVASIDIR
11 Ocak 2020AYDINLATILMIŞ ONAM (RIZA) EKSİKLİĞİNİN TAZMİNAT HUKUKUNDAKİ SONUÇLARINA DAİR YÜKSEK MAHKEME GÖRÜŞLERİ
8 Mart 2020T.C.
…
7. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018 / 673
KARAR NO : 2019/2375
DAVACILAR : 1- .…’NA VESAYETEN KENDİ ADINA ASALETEN .…
2- .…
VEKİLİ : AV. ÖZGÜR ERAY TAŞ
(Elektronik tebligat adresi bulunmaktadır)
DAVALI : SAĞLIK BAKANLIĞI
VEKİLİ : AV…
DAVANIN ÖZETİ : Davacılar tarafından, davacılardan …’nun … sorumluluğunun belirlenmesi için Sulh … Mahkemesi kararı ile yatırıldığı Sağlık Bakanlığı … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde … tedavisi devam ederken, 28.05.2011 tarihinde aynı müşahede odasında bulunan başka bir hastanın saldırısına uğraması sonucu iki gözünde görme kaybı yaşanmasında ve %100 maluliyet oluşmasında idarenin ağır hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle, …… için 575.000,00-TL maddi, 150.000,00-TL manevi, kardeşi …. için 25.000,00-TL manevi ve … için 25.000,00-TL manevi olmak üzere toplam 775.000,00-TL tazminatın (bozma ilamı doğrultusunda hesap bilirkişinden alınan 12.02.2019 tarihli bilirkişi raporu sonrasında verilen 17.06.2019 tarihli dilekçe ile iş gücü (efor) kaybı tazminat talebi toplamda 726.846,45-TL olarak, bakıcı giderleri tazminatı da toplam 811.012,80-TL olarak ıslah edilmiştir) olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : 26.05.2011 tarihinde … bulunan ve tek yataklı yakın gözlem odasında tutulması gereken G.D. isimli hastanın servise yatırılması üzerine mevcut üç adet yakın gözlem odasında yatan hastaların durumlarının yeniden değerlendirilmesi sonucu “…” tanısı ile tedavisi devam eden G.D. isimli hastanın durumunda iyileşme görüldüğünün tespiti sonucu davacı …’nun da kaldığı iki yataklı odaya sürekli takip edilmek üzere alındığı, gerekli takip ve gözlemlerin yapıldığı, idareye yüklenecek hizmet kusuru bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gereği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren … 7. İdare Mahkemesi’nce, Mahkememizin 27.05.2015 tarih ve E:2012/1697, K:2015/1081 sayılı kararının Danıştay Onbeşinci Daire Başkanlığı’nın 20.04.2017 gün ve E:2015/69.., K:2017/19.. sayılı kararı ile kısmen bozulması üzerine, bozma kararına uyularak dava dosyası yeniden incelenmek suretiyle işin gereği görüşüldü:
Dava, davacılardan … ‘nun … sorumluluğunun belirlenmesi için Sulh … Mahkemesi kararı ile yatırıldığı Sağlık Bakanlığı … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde … tedavisi devam ederken, 28.05.2011 tarihinde aynı müşahede odasında bulunan başka bir hastanın saldırısına uğraması sonucu iki gözünde görme kaybı yaşanmasında ve %100 maluliyet oluşmasında idarenin ağır hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle, … için 575.000,00-TL maddi, 150.000,00-TL manevi, kardeşi … için 25.000,00-TL manevi ve … için 25.000,00-TL manevi olmak üzere toplam 775.000,00-TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
Mahkememizin 27.05.2015 tarih ve E:2012/16.., K:2015/10.. sayılı kararının, maddi tazminat kalemlerinden bakıcı giderleri, efor tazminatı ve hüküm altına alına tazminat miktarı üzerinden faize hükmedilmemesine ilişkin kısımları yönünden bozulması ve bunun haricindeki kısımlarının onanarak kesinleşmesi nedeniyle bu aşamada uyuşmazlık, davacıların maddi tazminat taleplerinden bakıcı giderleri ve efor tazminatı kalemlerine münhasırdır.
1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, aynı maddenin son fıkrasında, idarenin eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdarenin hukuki sorumluluğu, kamusal faaliyetler sonucunda, idare ile bireyler arasında bireyler zararına bozulan ekonomik dengenin yeniden kurulmasını, idari etkinliklerden dolayı bireylerin uğradığı maddi zararlar yanında manevi zararların da idarece tazmin edilmesini sağlayan bir hukuksal kurumdur. Bu kurum, kamusal faaliyetler nedeniyle bireylerin malvarlığında ortaya çıkan eksilmelerin ya da çoğalma olanağından yoksunluğun giderilebilmesini, yine bu surette oluşan manevi zararların karşılanabilmesi için aranılan koşulları, uygulanması gereken kural ve ilkeleri içine almaktadır.
İdare, kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, “hizmet kusuru” veya “kusursuz sorumluluk” ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Hizmet kusuru, idarenin yürütmekle yükümlü olduğu hizmetlerin kuruluşunda düzenlenmesinde, işleyişinde ve yürütülüşünde ortaya çıkan her türlü eksiklik, aksaklık, bozukluk, sakatlık olarak tanımlanabilir. Diğer bir ifadeyle; idare hizmetin kötü işlemesi veya geç işlemesi yahut hiç işlememesi hallerinde hizmet kusuru işlemiş sayılır. Bir yerde hizmetin kalitesine dair vatandaş olmakla bireyin beklentisi olup, bu kalitenin sağlanmamasında hizmet kusuru mevcuttur.
İdarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
Kamu idareleri, yapmakla yükümlü bulundukları hizmetlerini gereği gibi ifa etmekle beraber, bu hizmetin işleyişini sürekli kontrol etmek ve hizmetin yürütülmesi sırasında gerekli önlemleri almakla da yükümlüdürler. İdarenin bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek bir zarara sebebiyet verilmiş olması halinin hizmet kusuru nedeniyle meydana gelen zararları tazmin sorumluluğu yükleyeceği idare hukukunun yerleşmiş ilkelerindendir.
İdare Hukuku ilkeleri ve Danıştayın yerleşik içtihatlarına göre zarar gören kişinin hizmetten yararlanan durumunda olduğu ve hizmetin riskli bir nitelik taşıdığı hallerde idarenin tazmin yükümlülüğünün doğması için, zararın, idarenin ağır hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davacılardan …’nun …, … sorumluluğunun belirlenmesi amacıyla … Sulh … Mahkemesi’nin 07.05.2011 tarih ve 2011/193 sayılı D.İş … kararı ile … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde …. tedavisine başlandığı, iki yataklı … serviste yalnız yatırılmak suretiyle tedavisine devam edildiği, aynı servise 26.05.2011 tarihinde … bulunan “…” tanılı … isimli hastanın yatırılması üzerine, bu durumu dolayısıyla tek yataklı yakın gözlem odasına alınmasına karar verildiği, mevcut üç adet yakın gözlem odasının da dolu olması nedeniyle bu üç serviste tedavi gören hastaların durumlarının değerlendirilmesi sonucu, “…” tanılı …’nın durumundaki iyileşme göz önüne alınarak davacı …’nun bulunduğu … servise alındığı, 28.05.2011 günü … isimli hastanın davacıya saldırması sonucu …’nun iki gözünde de tamamen görme kaybı meydana geldiği, idarenin hizmet kusuru nedeniyle bu zarara sebebiyet verildiğinden bahisle … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 04.10.2011 tarihinde maddi ve manevi tazminat talepli dava açıldığı, anılan Mahkemece 28.06.2012 tarih ve E:2011/3.., K:2012/2.. sayılı karar ile davanın görev yönünden reddi üzerine, … için daimi iş gücü kaybı nedeniyle 200.000,00-TL, bakıma muhtaç hale gelmesi dolayısıyla bakım giderleri nedeniyle 350.000,00-TL ve yapay göz nakli için gereken 25.000,00-TL olmak üzere toplam 575.000,00-TL maddi tazminat ile olayın vahşice gerçekleşmesi nedeniyle … için 150.000,00-TL, erkek kardeşi … için 25.000,00-TL ve babası … için 25.000,00-TL olmak üzere toplam 200.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı, bozma ilamı doğrultusunda hesap bilirkişinden alınan 12.02.2019 tarihli bilirkişi raporu sonrasında verilen 17.06.2019 tarihli dilekçe ile iş gücü (efor) kaybı tazminat talebinin toplamda 726.846,45-TL olarak, bakıcı giderleri tazminatının da toplam 811.012,80-TL olarak güncellenerek davanın ıslah edildiği anlaşılmaktadır.
İdarelerin, yerine getirmekle yükümlü oldukları hizmetlerin ifası sırasında kusurlu fiil ya da eylemi nedeniyle şahısların zarara uğraması, zararın da hizmetin ya da eylemin doğal sonucu olması durumunda tazmin yükümlülüğü doğacaktır. Sağlık, güvenlik gibi son derece hayati önem arzeden kamu hizmetinin taleplere cevap verecek şekilde teknik, fiziki ve personel yönünden gerekli donanıma sahip olması zorunludur. Bu hususlar hizmetin gereği gibi verimli ve düzenli bir şekilde yürütümü açısından önem ifade etmektedir. Bu açıdan bakıldığında başkaları için tehlike arz eden hastaların tedavileri süresince ilgili kurumun gereken önlemleri alması gerektiği kuşkusuzdur. Bu minvalde bakılan davada ortaya çıkan zarar ile idarenin kusurlu eylemi arasında illiyet bağının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Olayda, davacı … hakkında … Devlet Hastanesi’nce “…” tanısıyla rapor düzenlendiği, …’nun … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 21.07.2011 gün ve E:2011/227, K:2011/344 sayılı kararı ile vesayet altına alınmış bulunduğu, …Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nce davacının %18 Sol ve Sağ Sensörinöral işitme kaybı ve tedavi ile düzenlenemeyen … (%80) tanılı toplam %84 engelli olduğuna dair rapor düzenlendiği, … Mahkemesi’nin 13.09.2012 gün ve E:2012/23, K:2012/180 sayılı ilamı ile … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yatırılmasına karar verildiği görülmektedir.
Danıştay Onbeşinci Daire Başkanlığı’nın bozma kararı doğrultusunda Mahkememizin 06.11.2018 tarihli ara kararı ile … Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen ve davacı H…’nun %84 oranında engelli olduğunun rapor edildiği 31.03.2009 tarih ve 444 sayılı raporun onaylı ve okunaklı bir örneği dosya içerisine alınmış, yine Mahkememizin 19.07.2018 tarihli ara kararı ile olayın teknik bilgiyi gerektiren bakıcı gideri hesabı ve efor kaybından kaynaklı zarar miktarı kısmının açıklığa kavuşturulması için dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, anılan karar doğrultusunda dosyanın tevdi edildiği SMMM bilirkişi tarafından hazırlanarak Mahkememize sunulan 12.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Efor Kaybı/İşgörmezlik Tazminatının Hesaplanması;
✓ Güç (efor) tazminatı hesaplanabilmesi için öncelikle mağdur …’nun olay tarihi itibariyle yaşı ve bakiye ömür süresinin tespit edilmesi gerektiği, Danıştay 15. Dairesi’nin bozma kararında, hayat tablosu hesaplamalarının Türkiye Kadın-Erkek Hayat Tablosu (TRH 2010) verilerine dayalı olarak yapılmasının istenildiği, bu durumda, TRH 2010 tablosu verilerine göre mağdurun bakiye ömrü ile aktif ve pasif dönemlere ilişkin hesaplama tablosuna göre olay tarihi itibariyle yaşının 40 olduğu, TRH 2010 tablosu verilerine göre bakiye ömrünün 35 sene olarak hesaplandığı,
✓ Dava dosyasına mübrez belgeler dikkate alındığında, davacı …’nun …rahatsızlığı nedeniyle herhangi bir işte çalışmadığı, bu nedenle de bir gelirinin olmadığının anlaşıldığı, davacılar tarafından aksi yönde bir belgenin dava dosyasına sunulmadığı,
✓ Beden bütünlüğünün kaybına yönelik tazminat hesaplamalarında, kişilerin herhangi bir gelirinin olmaması durumunda dahi asgari ücret düzeyinde gelir elde ettikleri varsayımına göre hareket edildiği, kişinin günlük yaşamını sürdürürken sakatlığı/malullüğü oranında zorlanacağı, bu nedenle de yaşam süresinin sonuna kadar sakatlık tazminatının hesaplanması gerektiğinin kabul edildiği, bu nedenle tazminat hesabının sadece çalışma dönemi (aktif dönem) için değil, emeklilik dönemi (pasif dönem) için de yapılması gerektiği,
✓ Davacı …’nun herhangi bir gelirinin olmamasına karşın, maruz kaldığı saldırı sonrasında tazminat hesabına esas alınacak gelirinin aylık asgari ücret düzeyinde olduğunun kabul edildiği, tazminat hesabına ilişkin olarak, ilgili dönemlerde yürürlükte olan AGİ ilave edilmiş net asgari ücretlerin (bekar, çocuksuz) esas alındığı, bu dönemlerdeki net asgari ücretlerin yıllık toplamları bulunarak işlemiş dönemdeki gelir tutarının tespit edildiği, buna göre İşlemiş ya da Bilinen Dönem gelirinin (Haziran/2011- Ocak/2019 — 7 yıl 8 ay) 98.528,17 TL olarak hesaplandığı,
✓ İşleyecek aktif dönem gelirinin tespitinde, rapor tarihi itibariyle tespit edilen ya da başka bir ifade ile bilinen son gelirin esas alınması gerektiği, davacı …’nun, asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği gözönünde bulundurularak, rapor tarihi itibariyle yürürlükte olan AGİ’li net asgari ücretin (bekâr, çocuksuz) tutarı esas alınmak suretiyle işleyecek aktif dönem muhtemel gelirinin hesaplandığı,
✓ Rapor tarihi itibariyle yürürlükte olan AGİ’li net asgari ücretin (bekâr, çocuksuz) aylık tutarının 2.020,91 TL olduğu ve yıllık toplamının 2.020,91 TL x 12 ay=24.250,92 TL olarak hesaplandığı,
✓ Davacı …’nun, olayın vuku bulduğu tarihte 40 yaşında olduğu, aktif dönem gelirinin 60 yaşına kadar hesaplandığı, olay tarihinden 60 yaşına kadar geçecek süre olan (60-40) 20 yılın aktif dönem, 60 yaşından sonraki süre olan (35-20) 15 yılın ise emeklilik dönemini içeren pasif dönem olarak kabul edildiği, aktif dönemin ilk 7 yıl 8 ayının işlemiş dönem olarak yukarıda hesaplandığı,
✓ Davacı …’nun İşleyecek Aktif Dönemdeki (20 yıl – 7 yıl, 8 ay = 12 yıl, 4 ay) muhtemel net gelirin peşin değerinin 299.094,68 TL olarak hesaplandığı (rapor tarihinden sonraki dönemlerde elde edilmesi muhtemel gelirlerin peşin değerinin, yıllık %10 oranında artırılıp, yine yıllık %10 oranında iskonto edilmek suretiyle varsayıma dayalı olarak hesaplandığı),
✓ Çalışma hayatından sonraki emeklilik döneminin pasif dönem olarak kabul edildiği, bu dönem muhtemel gelirin tespitinde, rapor tarihi itibariyle geçerli net asgari ücretin esas alındığı, rapor tarihi itibariyle yürürlükte olan net asgari ücretin (AGİ hesaplanmamış net ücret) aylık tutarının 1.829,02 TL olduğu, yıllık toplamının 1.829,02 TLx12 ay=21.948,24 TL olarak hesaplandığı,
✓ Davacı …’nun, İşleyecek Pasif Dönemde elde etmesi muhtemel net gelirin peşin değerinin 329.223,60 TL olarak hesaplandığı (rapor tarihinden sonraki dönemlerde elde edilmesi muhtemel gelirlerin peşin değerinin, yıllık %10 oranında artırılıp, yine yıllık %10 oranında iskonto edilmek suretiyle varsayıma dayalı olarak hesaplandığı),
✓ Davacı …’nun, olay tarihinden itibaren bakiye ömür süresinin sonuna kadar elde edebileceği gelirin toplamının 726.846,45 TL olarak hesaplandığı (İşlemiş Dönem Geliri 98.528,17 TL, İşleyecek Aktif Dönem Geliri 299.094,68 TL ve İşleyecek Pasif Dönem Geliri 329.223,60 TL),
✓ Takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere tazminat hesabının hem %100 maluliyet oranına göre hem de (%100 – %84) %16 maluliyet oranına göre Sayın Mahkemenin vereceği karar doğrultusunda iki alternatifli olarak yapıldığı,
✓ Davacının maluliyet oranı %100 olduğu kabul edildiğinde hesaplanacak tazminat tutarının 726.846,45 TL olarak hesaplandığı, %16 olduğu kabul edildiğinde hesaplanacak tazminat tutarının 116.295,43 TL olarak hesaplandığı,
Bakıcı Giderinin Hesaplanması;
✓ Danıştay 15. Daire Başkanlığı’nın bozma kararındaki gerekçeler ve belirtilen ilkeler doğrultusunda bakıcı tazminatı hesaplanmasına yönelik olarak öncelikle olay tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için bakıcı tazminatının hesaplandığı, sonrasında, dava tarihinden rapor tarihine kadar geçen süre için tazminatın hesaplandığı, rapor tarihinden sonraki dönemlere ilişkin tazminat hesaplanmasının ise bilinen son brüt asgari ücret esas alınarak tahmine dayalı olarak hesaplandığı, bozma kararında ifade edildiği şekilde ilgili yıllar için açıklanacak brüt asgari ücretler esas alınmak suretiyle, her yılın başında davacıya ödenmesi hususundaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
✓ Bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat tutarının, aylık brüt asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiği, olay tarihi (28.05.2011) ile dava tarihi (12.09.2012) arasındaki dönemde yürürlükte olan brüt asgari ücretlerin yıllık toplamları üzerinden hesaplanan maddi tazminat tutarlarının 13.488,75 TL ve bu tutara isabet eden yasal faiz tutarının da 1.013,27-TL olarak hesaplandığı,
✓ Dava tarihi (12.09.2012) ile rapor tarihi (28.01.2019) arasındaki dönemde yürürlükte olan brüt asgari ücretlerin yıllık toplamları üzerinden hesaplanan maddi tazminat tutarlarının 139.521,15 TL olarak hesaplandığı,
✓ Bozma kararında, gelecek dönemlere ilişkin bakıcı giderlerinin ilgili yıllardaki brüt asgari ücret tutarlarına göre hesaplanması gerektiğinin belirtildiği, takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, rapor tarihi itibariyle bilinen en son brüt asgari ücret tutarı esas alınarak davacı H…’nun bakiye ömrü süresince bakıcı giderlerinin hesaplandığı, gelecek dönemlere ilişkin bakıcı giderinin hesaplanmasında bilinen son brüt asgari ücretin peşin değerinin yıllık %10 oranında artırılıp, yine yıllık %10 oranında iskonto edilmek suretiyle varsayıma dayalı olarak hesaplandığı,
✓ Rapor tarihi itibariyle bilinen son brüt asgari ücretin aylık tutarının 2.558,40 TL olduğu ve yıllık toplamının 2.558,40 TL x 12 ay = 30.700,80 TL olarak hesaplandığı,
✓ Davacı …’nun, olayın vuku bulduğu tarihte 40 yaşında olduğu, 35 yıl bakiye ömrünün olduğunun öngörüldüğü, olay tarihi ile rapor tarihi arasında geçen sürenin 8 yıl 7 ay olduğu, bu sürenin bakiye ömür süresi ile ilişkilendirilmesi sonucunda (35 yıl – 8 yıl, 7 ay) 26 yıl, 5 ay için bakıcı gideri tazminatı hesaplandığı,
✓ Rapor tarihinden sonraki yıllara ait muhtemel bakıcı giderleri tazminatının 811.012,80 TL olarak hesaplandığı, bakıcı tazminatının, Danıştay 15. Daire Başkanlığı’nın bozma kararında belirtildiği gibi, engellinin yaşadığının belgelenmesi kaydıyla, ilgili yıllar için açıklanacak brüt asgari ücretler esas alınmak suretiyle hesaplanması ve ilgili yılların başında peşin olarak ödenmesi konusundaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
Sonuç;
– Efor tazminatının hesaplanmasına ilişkin olarak;
✓ Davacı …’nun maluliyet oranının belirlenmesinin tıbbi uzmanlık gerektirdiği, takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere tazminat hesabının hem %100 maluliyet oranına göre hem de (%100 – %84) %16 maluliyet oranına göre iki alternatifli olarak yapıldığı,
✓ Davacının maluliyet oranı %100 olarak kabul edildiğinde, efor tazminatı tutarının 726.846,45 TL olarak hesaplandığı,
✓ Davacının maluliyet oranı %16 olarak kabul edildiğinde, efor tazminatı tutarının 116.295,43 TL olarak hesaplandığı,
– Bakıcı gideri tazminatının hesaplanmasına ilişkin olarak;
✓ Olay tarihi ile dava tarihi arasındaki döneme isabet eden bakıcı gideri tazminatı tutarının 13.488,75 TL, bu tutara isabet eden yasal faiz tutarının da 1.013,27 TL olarak hesaplandığı,
✓ Dava tarihi ile rapor tarihi arasındaki döneme isabet eden bakıcı gideri tazminatı tutarının 139.521,15 TL olarak hesaplandığı,
✓ Gelecek dönemlere ilişkin bakıcı tazminatı ödemelerinin, Danıştay 15. Daire Başkanlığı’nın bozma kararında, ilgili yıllardaki brüt asgari ücretler esas alınmak suretiyle ve ağır engelli kişinin yaşadığının belgelendirilmesi kaydıyla, her takvim yılının başında peşin olarak yapılması gerektiği şeklinde ifade edildiği,
✓ Takdir Sayın Mahkemenizin olmak üzere, rapor tarihi itibariyle bilinen en son brüt asgari ücret tutarı esas alınarak davacı …’nun 01.01.2020 tarihinden itibaren bakiye ömrü süresince 811.012,80 TL bakıcı gideri tazminatı alabileceğinin hesaplandığı, gelecek dönemlere ilişkin bakıcı giderinin hesaplanmasında bilinen son brüt asgari ücretin peşin değerinin, yıllık %10 oranında artırılıp, yine yıllık %10 oranında iskonto edilmek suretiyle varsayıma dayalı olarak hesaplandığı”
yönünde görüş ve kanaatine yer verilmiştir.
Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, taraflarca yapılan itirazlar yerinde görülmeyerek, raporun Mahkememizce hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte olduğu değerlendirilmiştir.
Davacıların iş gücü (efor) kaybı tazminat talepleri yönünden uyuşmazlık ele alındığında;
Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgeler doğrultusunda öncelikle davacı …’nun efor kaybı tazminatına esas alınacak maluliyet oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Dava konusu olayda, davacılardan … hakkında olay öncesinde …Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 31.03.2009 tarihli Özürlü Sağlık Kurulu Raporu’nda, anılan davacının %18 Sol ve Sağ Sensörinöral işitme kaybı ve …. (%80) tanılı toplam %84 engelli olduğunun rapor edildiği, Mahkememizce olay nedeniyle davacıda oluşan maluliyet oranının tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu’ndan aldırılan 13.08.2014 tarihli raporda da, davacının iki gözün kaybı nedeniyle %100 oranında meslekten kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının rapor edildiği görülmüştür.
Bu durumda, dava konusu olay öncesinde davacının toplam %84 oranında engelli olduğu açık ise de, önceki engellilik durumunun bir miktar işitme kaybı ile ağırlıklı olarak “…” tanısına dayalı bir engellilik olduğu, yaşanan olayda ise, geçmişteki engellilik durumundan bağımsız olarak, davacının iki gözün zarar görmesi nedeniyle görme yetisinin tamamen kaybedilmesinden kaynaklı bir engellilik durumunun söz konusu olduğu, bu nedenle yaşanan olay nedeniyle davacı …’nun görme yetisini tamamen kaybettiği hususu dikkate alınarak, efor kaybı tazminatı hesabında %100 maluliyet oranının esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Buna göre, dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgeler ile Adli Tıp raporu ve hesap bilirkişisi tarafından sunulan rapor bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı …’nun meydana gelen olay nedeniyle maluliyet oranı %100 olarak kabul edilerek 726.846,45 TL efor kaybı tazminatı ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davacıların bakıcı giderlerine ilişkin tazminat talepleri yönünden uyuşmazlık ele alındığında ise;
İdarelerin hatalı uygulamaları neticesinde ağır engelli konuma gelen ve başkasının desteği olmaksızın günlük yaşam aktivitelerini yerine getiremeyecek olanların bakımının üstlenilmesi nedeniyle açılan davalarda, muhtemel yaşam süresi dikkate alınarak yapılan hesaplamalara dayalı olarak belirlenen toplu tazminat miktarları idarelerce ilgililere ödenmektedir. Tazminatın toplu olarak ödenmekle birlikte, bakıma muhtaç kişinin hesaplanan muhtemel yaşam süresinden daha erken bir tarihte vefatı halinde, idare aleyhine bir sebepsiz zenginleşme ortaya çıkabilmekte ve ödenen tazminatlar geri istenebilmektedir.
Bu neviden bir soruna mahal verilmemesi açısından, bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat hesabının aşağıda belirtilen ilkelere göre yapılması gerekmektedir;
1- Bakımı üstlenilen ağır engelli davacının hayatta olduğunun belgelendirildiği sürece bakıcı giderlerinin ödenmesi,
2- Ödemenin her takvim yılı başında yıllık peşin olarak yapılması,
3- Bakımı üstlenilen ağır engelli davacının bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat tutarının, aylık brüt asgari ücret üzerinden hesaplanması,
4- Anılan bu kriter üzerinden yapılacak hesaplamada, olay tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar olan kısmın ayrıca hesaplanması ve bu zaman aralığına tekabül eden tazminat tutarının yasal faiziyle birlikte tazminat olarak ödenmesine hükmedilmesi,
5- Dava süresince ve daha sonraki yıllar için yapılacak bakıcı gideri tazminat hesaplamasının, ilgili yıldaki brüt asgari ücret üzerinden ve ağır engelli davacının yaşadığı belgelendirilmek kaydıyla her takvim yılının başında peşin olarak yapılması,
Buna göre, dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporundaki veriler bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
– Olay tarihi olan 28.05.2011 tarihinden davanın açıldığı 12.09.2012 tarihleri arası dönem için toplam 13.488,75-TL bakıcı giderinin dava tarihi olan 12.09.2012 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesi gerektiği,
– Dava tarihi ile 31.12.2019 tarihi arasındaki dönem için toplam 139.521,15 TL bakıcı giderinin her bir ödemenin yapılması gereken takvim yılı başından itibaren hesaplanacak yasal faiziyle davacılara ödenmesi gerektiği,
– Rapor tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada 2019 yılı için yapılması gereken bakıcı gideri ödemesi hesaplandığından, 2020 yılından itibaren ödenecek bakıcı giderinin ilgili yıldaki brüt asgari ücret üzerinden ve ağır engelli davacının yaşadığı belgelendirilmek kaydıyla her takvim yılının başında peşin olarak yapılması gerektiği,
– Davacıların fazlaya ilişkin tazminat taleplerinin (davacı tarafça gelecek dönemde ödenecek bakıcı giderlerinin ıslah dilekçesinde miktar belirtilerek talep edilmesi ve bu kısım yönünden miktar belirtilmeksizin hüküm kurulması gerektiğinden, davacıların miktar belirttiği talebi yönünden) reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Öte yandan, davacı tarafın 17.06.2019 tarihli ıslah dilekçesinde manevi tazminat ve iki adet yapay göz için tedavi-bakım ve değişim gideri için maddi tazminat talep edilmiş ise de, Mahkememizin ilk kararında bu talepler yönünden karar verildiği ve anılan kararın sadece “bakıcı giderleri” ve “efor tazminatı” ile hüküm altına alına tazminat miktarı üzerinden faize hükmedilmemesine ilişkin kısımlar yönünden bozulduğu, diğer kısımların ise onandığı dikkate alınarak, bu talepler yönünden yeniden bir hüküm kurulmasına gerek görülmemiştir.
Diğer yandan, davanın reddedilen kısmının gelecek dönemde ödenecek bakıcı giderleri tazminatının ıslah dilekçesinde miktar belirtilerek talep edilen kısmı yönünden olduğundan, haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin tamamının davalı idareye yükletilmesi gerekmiştir.
Ayrıca, iş bu davanın, adli yargı yerinde 04.10.2011 tarihinde açılan davanın görev yönünden reddi üzerine 12.09.2012 tarihinde açıldığı, ancak adli yargı yerinde maddi tazminat olarak 15.000,00-TL talep edilmiş iken, idari yargı yerinde açılan davada efor kaybına karşılık 200.000,00-TL ve bakıcı giderlerine karşılık 350.000,00-TL olmak üzere toplam 550.000,00-TL tazminat talep edildiği, alınan bilirkişi raporu sonrası da 18.06.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile miktar artırımı yapıldığı hususları göz önünde bulundurularak, faiz başlangıç tarihleri kademeli olarak belirlenmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile;
1- Davacı …’nun efor kaybına karşılık 726.846,45-TL efor kaybı tazminatının 15.000,00-TL’lik kısmı yönünden adli yargıda açılan ilk dava tarihi olan 04.10.2011 tarihinden itibaren, 185.000,00-TL’lik kısmı yönünden idari yargı yerinde dava açma tarihi olan 12.09.2012 tarihinden itibaren, 526,846,45-TL’lik kısmı yönünden de ıslah dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 26.06.2019 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacı …’na ödenmesine,
2- Olay tarihi olan 28.05.2011 tarihinden davanın Mahkememizde açıldığı 12.09.2012 tarihleri arası dönem için hesaplanan toplam 13.488,75-TL bakıcı giderinin, adli yargıda açılan ilk dava tarihi olan 04.10.2011 tarihinden önceki dönem için 04.10.2011 tarihinden itibaren, bu tarihten sonraki dönem için, her bir ödemenin yapılması gereken takvim yılı başı esas alınarak hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacı …’na ödenmesine,
3- Davanın Mahkememizde açıldığı tarih (12.09.2012) ile 31.12.2019 tarihi (bilirkişi raporunda bu dönem için yapılan hesaplamaya 2019 yılının da dahil edilmesi ve ödemelerin her takvim yılının başında yapılması gerektiği hususu dikkate alınarak bu tarih esas alınmıştır) arası dönem için hesaplanan toplam 139.521,15-TL bakıcı giderinin, her bir ödemenin yapılması gereken takvim yılı başı esas alınarak hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacı …’na ödenmesine,
4- Ağır engelli davacının yaşadığı belgelendirilmek kaydıyla 2020 yılından itibaren, ilgili yıldaki brüt asgari ücret üzerinden hesaplanacak bakıcı giderinin, her takvim yılının başında davalı idarece davacı …’na ödenmesine,
5- Davacıların gelecek dönemde ödenecek bakıcı giderleri yönünden miktar belirterek talepte bulunması nedeniyle, bu yöndeki talepler yönünden davanın reddine,
6- Kabul edilen ve miktarı belli olan maddi tazminat tutarları toplamı olan 879.856,35-TL (726.846,45-TL+13.488,75-TL+139.521,15-TL) üzerinden davacı vekili lehine takdir edilen ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL nispi vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacı H…’na verilmesine,
7- Miktarı belirsiz olan ve ağır engelli davacının yaşadığı belgelendirilmek kaydıyla, 2020 yılından itibaren, ilgili yıldaki brüt asgari ücret üzerinden hesaplanarak davacıya ödenmesine karar verilen bakıcı giderleri yönünden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL maktu vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacı …’na verilmesine,
8- Davanın reddedilen kısmı, gelecek dönemde ödenecek bakıcı giderleri tazminatının ıslah dilekçesinde miktar belirtilerek talep edilen kısım yönünden olduğundan ve bu döneme ilişkin olarak davacı taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedildiğinden, davanın reddedilen kısmı yönünden davalı idare lehine de maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine,
9- 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca davalı idare harçtan muaf olduğundan, davacılar lehine hüküm altına alınan tazminat miktarı yönünden davalı idareden harç tahsiline yer olmadığına,
10- Davacıların adli yardım talebi kabul edilmekle birlikte, davacı tarafça gider avansının karşılandığı ve vekalet harcının da ödendiği görüldüğünden, aşağıda dökümü yapılan 1.567,00-TL yargılama gideri ile 236,85-TL temyiz yargılama giderinin ve 103,05-TL karar düzeltme yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacı tarafa verilmesine, davalı idare tarafından yapılan yargılama giderlerinin idare üzerinde bırakılmasına,
11- Artan posta ücreti avanslarının kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
Kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 31.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.