2B Çalışmalarında, Tapulu Taşınmaz Kaydına Konulan Eylemli Orman Şerhinin İptali Davasıdır
18 Ocak 20182B Çalışmalarında, Tapulu Taşınmaz Kaydına Konulan Eylemli Orman Şerhinin İptaline Dair Açılan Davadır
18 Ocak 2018Gezici Arazi Kadastro Mahkemesince Orman Olarak Belirlene Taşınmazın, Şartları Mevcut ise Tescil Davasına Konu Edilebileceğine Dair Açılan Davadır
T.C. SAPANCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2010/255 Esas - 2012/181/
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C. SAPANCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2010/255 Esas
KARAR NO : 2012/181
HAKİM :
KATİP :
DAVACI : Y.A. 12/1İzmit/ KOCAELİ
VEKİLİ : Av. ÖZGÜR ERAY TAŞ -
DAVALI : 1- HAZİNEYE İZAFETEN SAPANCA MAL MÜDÜRLÜĞÜ
VEKİLLERİ : Av. S E - Av. R Ö -
DAVALILAR : 2- SAPANCA ORMAN İŞLETME ŞEFLİĞİ - Sapanca/SAKARYA
3- SAPANCA BELEDİYESİ -Sapanca/SAKARYA
DAVA : Tapusuz Taşınmaz Tescili
DAVA TARİHİ : 21/09/2010
KARAR TARİHİ : 03/05/2012
Mahkememizde görülmekte bulunan tapusuz taşınmaz tescili davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı Y.A. vekili Av. Özgür Eray TAŞ 21.09.2010 tarihli dava dilekçesinde; Sakarya ili Sapanca ilçesi Yanık köyünde, kuzeyi kör dere, güneyi orman, doğusu İmam oğlu İbrahim bahçesi, batısı G oğlu H A ve Hüseyin tarlası ile çevrili tahminen 5 dönüm miktarında bulunan, kesinleşmiş orman tahdidi ve 2/B uygulama sahası kapsamı dışında kalan gayrimenkulün, yirmi seneyi aşkın süreden beri nizasız ve fasılasız malik sıfatı ile davacı/müvekkilinin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, dava konusu yerin tapusuz olduğunu, bu nedenle tescil davası açmaları gerektiğini, açıkladıkları nedenlerle sınırları ve miktarını belirttikleri taşınmazın davacı/müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline ve tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Orman İdarisi temsilcisi S A 11.11.2010 tarihli cevap dilekçesinde; davaya konu taşınmazın Adapazarı Orman İşletme Müdürlüğü Sapanca Orman İşletme Şefliği Orman Kadastro Haritasında ziraat sahası-2B sahası ve orman alanı olarak görüldüğünü, ayrıca dava konusu yer ile ilgili olarak Sapanca Orman İşletme Şefliği'nin kadastro tespitine itiraz davasının, Sapanca Gezici Arazi Kadastrosu Mahkemesi'nin 1960/123Esas ve 1961/312 Karar sayısıyla karara bağlandığını, iş bu kararın 15/06/1962 tarihinde Yargıtayca onanarak kesinleştiğini, bu davanın esastan reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın eski memleket haritaları, amenajman planları ve hava fotoğraflarında orman olarak görülmesi, devlet ormanlarına bitişik olması, orman muhafaza karakteri taşıması ve meyil durumu itibari ile 6831 sayılı kanunun 1. maddesi hükmünce orman sayılan yerlerden olduğunu, devlet ormanlarının özel mülkiyete konu olması ve tapuya bağlanmasının Anayasanın 169. hükmü gereğince mümkün olmadığını, yasal dayanaktan yoksun haksız açılmış davanın reddi ile ücret-i vekalet ve masraf-ı muhakemenin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
Davacı Y.A. vekili Av. Özgür Eray TAŞ 24.05.2011 tarihli dava dilekçesinde; Gezici Arazi Kadastro Mahkemesi kararına ilişkin olarak, YHGK'nun 16.11.1991 gün ve 1991/7-309E. - 1991/503K. Sayılı kararında "Tahdidin kesinleşmesinden sonra uyuşmazlığın tahdit haritasına göre çözümlenmesi gerekir. Daha açık bir deyimle, uyuşmazlık konusu taşınmazın orman olmadığı, yetkili ve görevli orman kadastro komisyonunca belirlenmiş olup, komisyonun bu belirlemesine göre uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmesi icap eder.Orman Kadastro Komisyonunca yapılan bu belirleme karşısında, Gezici Arazi Kadastro mahkemesince verilen hüküm, davanın dinlenilmesine engel teşkil edecek bir sebep sayılmaz.Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamaları da bu yoldadır." denildiğini, YHGK'nun 07.02.2007gün ve2007/20-62E. - 2007/56K. sayılı kararında, "Uyuşmazlık, kesinleşen orman tahdit harita ve tutanaklarının uygulanması ile çözümlenebilir. Yapılacak uygulama neticesinde,çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığı belirlendiğinde, sadece 1941 yılı tahditleri uygulanması sonucu verilen Köyceğiz Gezici Kadastro Mahkemesinin 23.10.1953 tarih ve1953/47-180 sayılı ilamının kesin hüküm oluşturmayacağı düşünülmelidir." denildiğini, Yargıtay 20.HD.'nin 28.05.2001 tarih ve 2001/4265E. - 4388K. sayılı kararında "Orman kadastro komisyonlarının, sınırlandırma sırasında kesinleşmiş mahkeme kararlarını dikkate alması, bunlara riayet etmesi gerektiği hususu kuşkusuzdur. Dikkate alınmadığı, görülmediği ya da uygulanması unutulduğu takdirde, ilgililer buna karşı yasanın öngördüğü süre içerisinde tahdide itiraz davası açabilirler. Kesin hükmün varlığı, tahdidin kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmaz. Yanlışlığın süresinde açılacak bir davaile düzeltilmesi gerekir." denildiğini, açıkladıkları ve emsal olarak sundukları bu Yargıtay kararları uyarınca, sadece Tarım Bakanlığının gönderdiği bir yazıya istinaden hüküm kuran Gezici Arazi Mahkemesi kararının hükme etkili olmaması gerektiğini, ortada kesinleşmiş bir tahdit var iken bu hususun önemle dikkate alınması gerektiğini, ayrıca, orman mühendisi ile beraber ziraatçi bilirkişiden raporlar alınması ve taşınmazın mevcut durumunun da değerlendirilmesi gerektiğini, açıkladıkları durum karşısında, emsal Yargıtay kararlarının göz önünde tutulmasını talep ettiklerini bildirmiştir. Orman bilirkişisi Orman Yüksek Mühendisi M E 20.07.2011 tarihli kök raporunda; davalı taşınmazın bulunduğu Yanık Köyü'nde 1965 yılında l nolu Orman Tahdit Komisyonu tarafından ormanların sınırlandırılmasının yapıldığını, ilan edilerek süresi içinde kesinleştiğini, orman tahdit çalışmasından önce Yanık Köyünde tapulama çalışması yapıldığını, bu çalışmada tesis edilen 574 numaralı parsele Orman İdaresi tarafından yapılan itirazın Gezici Arazi Kadastro Mahkemesi'nin 06.11.1961 gün 1960/123E. -1961/312K. sayılı ilamı ile kabul edildiğini, Tarım Bakanlığı'nın 31.07.1961 tarih ve 31698 sayılı yazıları ile parselin ormandan sayıldığı bildirilmiş olmasına mahkemenin uyduğunu, 574 numaralı parselin tespitinin iptali ile tapulama harici bırakılmasına karar verildiğini, bu kararın 06.08.1962 tarihinde kesinleştiğini, 1965 yılı orman tahdit çalışmasında 574 parsel numaralı taşınmazın bir kısmının Samanlı dağ Devlet Ormanı olarak sınırlandırılan sahanın içinde devlet ormanı olarak işlem gördüğünü, bir kısmının orman sayılmadığını, dava konusu, tescile konu olan taşınmazın 13 Nolu kadastro paftasında gezici Arazi Kadastro Mahkemesi tarafından hükmen tapulama dışı bırakılan 574 nolu parselin Orman Tahdit Komisyonu tarafından orman sayılmayıp bu şekilde kesinleşen kısmında kaldığını, tescile konu taşınmazın doğu sınırında 573 parsel nolu taşınmaz, kuzey sınırında dere bulunduğunu, güney sınırında ise XII numaralı 2/B parseli ve devlet ormanı bulunduğunu, davalı sahanın fen bilirkişisi tarafından ölçüldüğünü,Netcad ortamında orijinalrenkli ve harita legandlarını ihtiva eden 1958 yılı baskılı Adapazarı G24-d2 numaralı eski memleket haritasına işlediğini, davalı kısmın bu haritada (A) harfi ile gösterdiğini, ayrıca Adapazarı Orman Bölge Müdürlüğü'nden temin edilen YanıkKöyü'ne ait 1970 yılı çekimli 2076-2068numaralı 1/20.000 ölçekli hava fotoğrafına aktardığını, davalı (A) harfi ile gösterilen taşınmazın tamamının en eski memleket haritasında açık renkli orman sayılmayan saha ile yeşil renkli %8-10 eğimli,maki işaretli toprak ve orman muhafaza karakteri taşımayan, dolayısıyla orman sayılmayan sahaya girdiğini, davalı taşınmazın tamamının 1965 yılındaki orman tahdit çalışması sırasında orman sayılmadığını, 1970 çekimli hava fotoğraflarında orman bitki örtüsü ihtiva etmeyen sahaya isabet ettiğini, halihazır durumu itibariyle %8-10 eğimli orman ağacı kökü toprağı ihtiva etmeyen yaşlı meyve bahçesi durumunda olduğunu, açıkladığı nedenlerden dolayı; davalı taşınmazın tamamının 6831 sayılı orman kanunun birinci maddesi kapsamında orman sayılmayan yerlerden olduğunu bildirmiştir.Davalı Maliye Hazinesi vekili Av.R Ö bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içerir 12/01/2012 tarihli dilekçesinde; dava konusu yere ilişkin olarak orman bilirkişisi hazırlanan raporu kabul etmediklerini, bilirkişilerce eksik ve bilirkişilik kurumuna yasanın cevaz verdiği hudutlar dışına çıkarak bilirkişi raporu düzenlendiğini, dava konusu yerin Yanık Köyü orman kadastro sınırları içerisinde yer almakta olduğunu, 1965 yılında orman kadastro tespitlerinin yapıldığını ve bu şekli ile ilan edilerek kesinleştiğini, davacının öncelikle davayı süresinde açmamış olduğunun açık olduğunu, bu hususta bilirkişilerce değerlendirme yapılmadığı gibi bu hususun açıkça göz ardı edildiğini, dava konusu yerin özelliklerinin de yanlış belirtildiğini, dava konusu yerin eğiminin bilirkişilerce belirlendiği şekli ile %10 olmayıp %20-%40 aralığında ve toprak muhafaza karakteri taşımakta olduğunu, hemen bitişiğinde bulunan orman alanı ile hiçbir ayırıcı unsurun bulunmadığını, ormanın devamı niteliğinde olduğunun açık olduğunu, bu hususta Orman İşletme Şefliği'nin rapora karşı sunmuş olduğu rapor ve tespit evraklarından bu durumun açıkça anlaşıldığını, dava konusu parselin orman niteliğinde olduğunu, halihazır vaziyeti itibari ile orman niteliğini kaybetmiş ya da kaybettirilmiş olsa da zilyetlikle edinilemeyeceği ve yine imar ihya sureti ile kazanılamayacağının açık olduğunu, yeniden keşif yapılarak bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep etmiştir.Fen bilirkişisi Kadastro Fen Kontrol Memuru E Ç 22.04.2011 tarihli raporunda; dava konusu olan taşınmazın sınırlarının davacı ve mahalli bilirkişiler tarafından gösterildiğini, gerekli ölçü ve incelemeleri yaptığını, yaptığı ölçü ve incelemeler neticesinde, dava konusu tescile konu olan taşınmazın Yanık köyü Köycivarı mevkiinde olup 13 nolu kadastro paftasında hükmen tapulama harici bırakılan 574 parsel nolu taşınmazın bir kısmını oluşturğunu, 574 parsel nolu taşınmazın Gezici Arazi Kadastrosu Mahkemesi'nin 06.11.1961 gün 1960/123E. -1961/312K. sayılı ilamı ile hükmen tapulama harici bırakıldığını, Yanık köyünde Sakarya Kadastro Müdürlüğü tarafından 2010 yılında 3402 sayılı yasanın ek 4. maddesi hükümlerine göre 2/B kadastrosu yapıldığını ve yapılan kadastro çalışmalarının 23.08.2010 ila 22.09.2010 tarihleri arasında askı ilanına çıktığını ve 23.09.2010 tarihinde kesinleştiğini, Mahkeme tarafından hükmen tapulama harici bırakılan 574 parsel nolu taşınmaz ve civarındaki taşınmazların, Yanık köyünde 2010 yılında Sakarya Kadastro Müdürlüğü'nce yapılan 2/B kadastro çalışmalarında 2/B blokları içerisinde kalan kısımlarının kadastroya tabi tutulduğunu 2/B kadastrosu sonucu üretilen G.24.d.09.b.2 nolu kadastro paftasının incelenmesi ile anlaşıldığını, ekte sundukları krokide Sakarya Kadastro Müdürlüğü'nce yapılan 2/B kadastrosu sonucunda üretilen parselleri gösterdiğini ve eski 574 parsel nolu taşınmazın sınırlarını kesik kesik çizgilerle gösterdiğini, davacı ve mahalli bilirkişilerce sınırları gösterilen taşınmazın zemin ölçülerinin kadastral pafta ve 2/B kadastrosu sonucu üretilen kadastral pafta ile karşılaştırılmasını yaptığını,yaptığı karşılaştırma neticesinde rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen ve sınırları sarı renkle boyalı taşınmazın tescile konu olan taşınmaz olduğunu, tescile konu olan taşınmazın orta kısımlarına 110 ada l parsel nolu 2/B taşınmazı isabet etmekte olduğunu, zeminde 110 ada l parsel nolu taşınmaz ile tescile konu A harfi ile gösterilen taşınmazın bir bütün halinde kullanılmakta olduğunu gözlemlediğini, tescile konu olan taşınmazın doğu sınırında 573 parsel nolu taşınmaz, kuzey sınırında dere bulunduğunu, güney sınırında ise 110 ada l parsel nolu taşınmaz ve orman bulunduğunu, tescile konu taşınmazın içerisinde fındık, armut gibi çeşitli meyve ağaçlarının bulunduğunu, tescile konu olan ekli krokide A harfi ile gösterdiği parselinin koordinatlarına göre yaptığı yüzölçümü hesabı ile 6246.80m² yüzölçümlü olduğunu hesapladığını, tescile konu olan taşınmazın koordinatları ve koordinatlarına göre yapılan yüzölçümü hesabı ve koordinatları ekli kroki üzerine yazdığını, yüzölçümü hesabındaki koordinatlarda, Sakarya Kadastro Müdürlüğü'nce ilan edilen 2/B kadastrosu sonucu oluşan 110 ada l parsellerin koordinatlarını alarak aynı koordinatları kullandığını, bildirmiştir. Ziraat bilirkişisi Ş O 05.09.2011 tarihli raporunda; taşınmazın meyve bahçesi olduğunu, yıllık bakımının yapıldığını, ancak düzenli bir bakıma sahip olmadığını, toprak işlemesi yapılmadığını, eğiminin %8-10 arasında olduğunu, killi-tınlı toprak yapısında olduğunu, taşınmazın üzerinde ceviz, erik, dut, hurma, elma, kiraz, vb. Meyve ağaçlarının bulunduğunu, bildirmiştir. Yapılan yargılama toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde;Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava,kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, mevkii ve sınırlarını açıkladığı yaklaşık 5 dönüm miktarlı taşınmazın 20 yılı aşkın bir süreden beri vekil edeni tarafından tasarruf edildiğini, belirterek vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı Hazine vekili, çekişmeli yerin zilyetlikle kazanılamayacağını, davanın süresinde açılmadığını, taşınmazın eğiminin de %20-40 adasında olduğunu, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı Orman İdaresi vekili, taşınmazın Gezici Arazi Kadastrosu Mahkemesi'nin kararına göre orman sayıldığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı Sapanca Belediye Başkanlığı'na yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen yargılama oturumlarına katılmamıştır.Dava konusu taşınmaz fen bilirkişisi Kadastro Fen Kontrol Memuru E Ç'nin 22.04.2011 tarihli raporunda ve ekindeki krokide sarı renkle boyamak sureti ile A harfi ile gösterilen 6246.80m² miktarındaki taşınmazdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu Yanık köyünde dava tarihinden önce 1965 yılında l nolu Orman Tahdit Komisyonu tarafından yapılan ve kesinleşen kesinleşen orman kadastro çalışmasıyapılmıştır. Yörede 1988 yılında 2/B madde uygulaması yapılmamıştır.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu Yanık köyünde genel arazi kadastrosu orman kadastrosundan önce yapılmış kesinleşmiştir.Tüm dosya kapsamına göre, uzman orman bilirkişisi tarafından, kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu anlaşılmıştır. Fen bilirkişisi tarafından kadastro paftası örneğine dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, taşınmazın genel arazi kadastrosu sırasında 574 nolu parsel numarası aldığını, orman idaresinin itirazı sonucu Gezici Arazi Kadastrosu Mahkemesi'nin kararı ile tespit harici bırakıldığı, tapulama harici bırakılan sahalardan olduğunu anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmaz mera, yaylak, kışlak, dere ve nehir yatağı değildir. Köylünün ortak kullandığı bir yer de değildir. Taşınmaz kültür arazisi vasfındadır. Dava konusu taşınmazın ise meyve bahçesi vasfında olduğu anlaşılmıştır. Çekişmeli taşınmazın Devlet Ormanı'na komşu olduğu, Devlet Ormanı ile müşterek sınırının bulunduğu, orman boşluğu olmadığı, kesinleşmiş orman tahdidine göre orman bütünlüğünü bozmadığı anlaşılmıştır. Taşınmazın eğiminin ise %8-10 arasında olduğu anlaşılmıştır.Öncelikle çekişmeli yerin orman orman sayılan yerlerden olup olmadığı hususunda değerlendirme yapmak gerekmiştir. Yüksek Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre;"Kural olarak mahkemece bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığının yöntemine uygun olarak belirlenebilmesi için aşağıdaki kararlılık kazanan ilkelerin göz önünde tutulması gerekir. Orman kadastrosuna tabi tutulan bölgelerde bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı kadastro tespit gününden önce kesinleşmiş olmak koşulu ile orman sınırlandırma harita ve tutanağının yöntemine uygun şekilde yerine uygulanması yoluyla belli edilir. Aksi halde aynı doğrultudaki araştırmanın 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi hükmü uyarınca yapılacağı kuşkusuzdur.(Yargıtay 7. HD.04.06.2007 tarih ve 2007/2017E. - 2007/1997K. - Yargıtay 7. HD.15.4.2008 tarih ve 2008/1489E. - 2008/1575K.)"Somut olaya bakıldığında ise, taşınmazın yörede yapılan kesinleşen orman sınırları dışarısında kaldığı sabittir. Artık bu tespitten sonra taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığının tartışmasını yapmak mümkün değildir. Dolayısıyla davalı orman idaresi temsilcisinin, çekişmeli yerin orman vasfında olduğu yönündeki talebi yerinde değildir.Bu tespiti yaptıktan sonra zilyetlikle kazanma şartlarının oluşup oluşmadığına bakmak gerekir. Mahkememizce davacı yararına 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır. Şöyle ki; taşınmazın eğimi %8-10 civarındadır. Taşınmaz meyve bahçesi olarak kullanılmaktadır. Taşınmaz zillyet ve tasarruf edilen ve meyve bahçesi olarak kullanılan bir taşınmazdır. Taşınmaz halihazır durumu ile meyve ağaçları ile kaplıdır.Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın kabulüne; Sakarya ili Sapanca ilçesi Yanık köyü G.24.d.09.b.2 nolu kadastro paftasında yer alan, Fen Bilirkişisi E Ç'nin 22.04.2011 tarihli raporu ve ekindeki krokide (A) harfi ile işaretlemek ve sınırlarını sarı renk ile boyamak sureti ile gösterdiği toplam 6246,80m²lik taşınmazın davacı Ş kızı Y A adına kayıt ve tesciline,
2-) Alınması gerekli 1.855,00TL karar ve ilam harcından peşin alınan 148,50TL ile tamamlanan 1.392,00TL harcın mahsubuyla 314,50TL bakiye karar ve ilam harcının davanın mahiyeti gereği davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-) Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-) Taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, davacı vekili ile davalı Hazine vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta (HMK.m.345) süre içerisinde mahkememize verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay da temyizi kabil olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.03/05/2012 Katip 99402 Hakim 39784
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8786
KARAR NO : 2013/9812
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/05/2012
NUMARASI : 2010/255 - 2012/181
DAVACI : Y A
DAVALI : Hazine - Orman Yönetimi- Sapanca Belediyesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Y A, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Yanık Köyünde bulunan taşınmazın, tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacının davasının kabulü ile 22.4.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 6246,80 m2'lik bölümün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1965 yılında yapılan orman kadastrosu, 1988 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B çalışması ile 1961 yılında yapılan genel arazi kadastrosu vardır.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu, eylemli 40 yaşına kadar 168 değişik türden meyve ağacının bulunduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 11/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.