Ayıplı Üretilen Buzdolabının Neden Olduğu Ölümden Dolayı Maddi ve Manevi Tazminat Davası
18 Ocak 2018Trafik Kazasında yüzde 75 Kusurlu Olup Felç Kalan Emeklinin Tazminat Davası
18 Ocak 2018T.C.
SAKARYA
2. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO : 2011/...
KARAR NO : 2013/...
DAVACILAR : 1- KENDİ ADINA ASALETEN KIZI E. Y. ADINA VELAYETEN İ. Y.
2- S.Y.
[VEKİL] LER [İ] : AV. ÖZGÜR ERAY TAŞ, AV. HATİCE BALLI TAŞ
Rüstempaşa Mah.Ersin Cad.No:31 Sapanca/SAKARYA
DAVALI : SAĞLIK BAKANLIĞI - ANKARA
VEKİLLERİ : AV. A. K. - HUKUK MÜŞAVİRİ (AYNI ADRESTE)
AV. S. K.
Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü - SAKARYA
[MÜDAHİL] (Davalı) : İ. Z.
Serdivan/SAKARYA
DAVANIN ÖZETİ : Davacı E.Y.'ın ve babası İ. Y.'ın 23.10.2010 tarihinde yedikleri mantar sonucu zehirlenmeleri nedeniyle başvurdukları Sapanca Devlet Hastanesi'nde gerekli tetkik ve tedavilerin yapılmayarak davacılardan E. Y.'ın karaciğer nakli olmasına ve vücudunda iş gücü kaybına neden olunmasına, davacılardan İ. Y.'ın ise geç tedavi olunmasına sebebiyet verildiğinden bahisle, olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu gerekçesiyle, E. Y. lehine 310.559,10 TL maddi ve 70.000,00 TL manevi, babası İ. Y. lehine 20.000,00 TL manevi ve annesi S. Y. lehine 10.000,00 TL manevi tazminatın olayın meydana geldiği 24.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Dava konusu olayda Sapanca Devlet Hastanesi tarafından yapılan tetkik ve tedavilerde hata bulunmadığı, tedavinin geç yapılmasının davacılardan İ. Y.'ın olayı gizlemesinden kaynaklandığı, söz konusu olayda idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı, tazmini gerektirecek bir zararın bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
MÜDAHİL DİLEKÇESİNİN ÖZETİ : Hastanede yapılan tetkik ve tedavilerin doğru olduğu, karaciğer nakline davacıların yanıltıcı beyanlarının sebep olduğu, olayda herhangi bir kusurlarının bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği belirtilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Sakarya 2. İdare Mahkemesi'nce, duruşma için önceden belirlenen 25.03.2013 tarihinde davacılar vekili Av. Hatice Ballı Taş'ın, davalı idare vekili Av. S. K.'un ve davalı idare yanında davaya katılan müdahil İ. Z.'ın geldikleri görülerek yapılan duruşmada, gelen taraflara usulüne uygun söz verilip dinlendikten sonra duruşmaya son verilip işin gereği görüşüldü:
Dava, d avacı E. Y.'ın ve babası İ. Y.'ın 23.10.2010 tarihinde yedikleri mantar sonucu zehirlenmeleri nedeniyle başvurdukları Sapanca Devlet Hastanesi'nde gerekli tetkik ve tedavilerin yapılmayarak davacılardan E. Y.'ın karaciğer nakli olmasına ve vücudunda iş gücü kaybına neden olunmasına, davacılardan İ. Y.'ın ise geç tedavi olunmasına sebebiyet verildiğinden bahisle, olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu gerekçesiyle, E. Y. lehine 310.559,10 TL maddi ve 70.000,00 TL manevi, babası İ. Y. lehine 20.000,00 TL manevi ve annesi S. Y. lehine 10.000,00 TL manevi tazminatın olayın meydana geldiği 24.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 125. maddesinin son fıkrasında; "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür" hükmü yer almıştır.
Kamu idareleri, yapmakla yükümlü oldukları kamu hizmetlerini yürütürken hizmetin işleyişini sürekli olarak denetlemek ve hizmetin ifası esnasında gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler. İdarenin bu yükümlülüğü yerine getirmeyerek hizmetin kötü veya geç işlemesi veyahut gereği gibi işlememesi ve bu yüzden zarara neden olunması halinin idareye bu zararın hizmet kusuru kriterlerine göre tazmini sorumluluğunu yükleyeceği; bireylerin uğradıkları özel nitelikteki zararların, idari faaliyet ile zarar arasında nedensellik bağının bulunması koşuluyla tazmin edilebileceği sorumluluk hukukunun genel ilkeleri ve Anayasa gereğidir.
Prensip olarak, idarenin bir eylem ya da işleminden dolayı tazminatla yükümlü kılınabilmesi için o olayda hizmet kusurunun ya da kusursuz sorumluluğunun bulunması zorunludur. İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek içinse, bir zararın mevcut olması ve bu zararın idari bir işlem veya eylemden meydana gelmesi, diğer bir deyişle, oluşan zararla idari işlem ve eylem arasında illiyet bağının kurulabilmesi gerekmektedir. İdarenin hukuki sorumluluğu belirtilen biçimlerde oluşmakla birlikte; zararın varlığının ve niceliğinin ortaya konulmasında, maddi olayın tüm unsurlarıyla incelenmesi ve tazmin sorumluluğu açısından bir tesbitin yapılması da yargının görevidir.
İdarenin hukuki sorumluluğunu gerektiren unsurlardan olan "Hizmet kusuru" idarenin yapmakla yükümlü olduğu kamu hizmetinin yürütülmesinde eksiklik, aksaklık ve bozukluklar bulunduğunu ifade eden bir kavramdır.
Hizmet kusuru nedeniyle açılan tazminat davalarında; zarara neden olduğu iddia edilen idari işlem ve eylemin hizmet kusuru kuramı çerçevesinde değerlendirilmesinin yapılması ve olayda kamu hizmetinin gerekleri, işleyiş şartları ve diğer özellikleri, zaman ve yer koşulları, zararın niteliği gibi unsurların göz önünde bulundurulması suretiyle tesbit edilen kusurun idarece tazmini gerekip gerekmediği, gerekiyor ise hangi miktarda tazmini gerektiği hususlarının araştırılarak oluşacak kanaate göre karar verilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, idare hukuku ilkeleri ve Danıştay'ın yerleşik içtihatlarına göre, zarar gören kişinin hizmetten yararlanan durumunda olduğu ve hizmetin riskli bir nitelik taşıdığı hallerde, idarenin tazmin yükümlülüğünün doğması için; zararın, idarenin ağır hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olması gerekmektedir. Bünyesinde risk taşıyan hizmetlerden olan sağlık hizmetinden yararlananın zarara uğraması halinde, bu zararın tazmini, idarenin ağır hizmet kusurunun varlığı halinde mümkün olabilir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı E. Y.'ın ve babası İ. Y.'ın 23.10.2010 tarihinde yedikleri mantar sonucu zehirlenmeleri nedeniyle 24.10.2010 tarihinde saat 03:00'da E. Y. için başvurdukları Sapanca Devlet Hastanesi Acil Polikliniğinde doktor İ. Z. tarafından yapılan muayenede hastanın babasının ifadelerine istinaden mantar zehirlenmesinden uzaklaşıldığı hastane defterine yazılmak suretiyle hastanın evine gönderildiği, aynı gün davacı E Y.'ın ve babası İ. Y.'ın tekrar rahatsızlanmaları üzerine saat 09:21'de Sapanca Devlet Hastanesine başvurulduğu ve her iki hastaya serum verilmek suretiyle evlerine geri gönderildiği, aynı gün rahatsızlıklarının devam etmesi üzerine saat 18:24'te tekrar Sapanca Devlet Hastanesi Acil Polikliniğine başvurdukları, hastalara serum verildiği ve tedavilerini başka bir hastanede yapılması amacıyla sevk edildikleri, davacılardan E. Y.'ın sevk edildiği Sakarya Kadın ve Çocuk Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Servisi'ne gıda zehirlenmesi tanısıyla yatışının yapıldığı, ardından daha ileri tetkik ve tedavi için Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ne sevk edildiği, burada yapılan tetkikler neticesinde karaciğer nakli olunması gerektiğine karar verilerek hastanın Özel Memorial Hastanesine sevkinin yapıldığı, 25.10.2010 tarihinde davacının yatışı yapılarak davacıya canlı donörden karaciğer nakli yapıldığı ve 10.11.2010 tarihinde taburcu edildiği, davacılardan İ. Y.'ın ise Sapanca Devlet Hastanesinden yapılan sevki sonrası gittiği Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden, 25.10.2010 tarihi saat:02.30 sularında hastaneleri bünyesinde karbon filtreli dializ ünitesi olmadığından bu ünitenin olduğu İstanbul Kartal Dr. Lütfı Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne aktif karbon verilerek, hidrata edilerek ambulans ve sağlık personeli refakatinde sevk edildiği, hastanın bu merkeze 'mantar yemenin toksik etkisi, mantar lntaksikasyonu' tanısıyla yatışının sağlandığı, durumuna uygun medikal tedavinin uygulandığı, genel durumunda iyileşme olunca da kontrole gelmesi önerileriyle 03.11.2011 tarihinde taburcu edildiği, tüm bu tıbbi aşamalardan sonra davacılardan E. Y.'ın karaciğer nakli olması sonucu iş gücü kaybının meydana gelmesinde ve davacılardan İ. Y.ın geç tedavi olmasında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle E. Y. lehine 310.559,10 TL maddi ve 70.000,00 TL manevi, babası İ. Y. lehine 20.000,00 TL manevi ve annesi S. Y. lehine 10.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bakılan davada, mantar zehirlenmesine bağlı sağlık sorunu nedeniyle başvurulan Sapanca Devlet Hastanesi'nde yapılan teşhis ve tedavilerde ihmal veya kusur bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla 11.01.2012 tarihinde dosya üzerinde İstanbul Adli Tıp Kurumu'nca bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, İstanbul Adli Tıp Kurumu'nca yapılan inceleme sonucu hazırlanan 26.03.2012 tarihli raporda özetle; E. Y. ve İ. Y.'ın yedikleri mantar sonucu zehirlenmeleri nedeniyle 24.10.2010 tarihinde ilk olarak saat 03:00 sularında Sapanca Devlet Hastanesi Acil Polikliniğine başvurulduğu, ilk başvurunun sadece E. Y.'a ilişkin olduğu ve herhangi bir tedavi uygulanmaksızın hastanın evine gönderildiği, aynı gün şikayetlerin devam etmesi üzerine saat 09:20 aynı hastaneye başvurulduğu ve bu başvuru üzerine serum verilmek suretiyle hastaların evlerine gönderildiği ve yeniden şikayetlerin devam etmesi üzerine saat 18:24 sularında tekrar aynı hastaneye başvurulduğu, hastalara serum verildikten sonra sevk işlemlerinin yapıldığı , aynı gün içerisinde benzer şikayetlerle aynı hastanenin polikliniğine başvuran ve mantar yediği ifade edilen hastanın mantar zehirlenmesi açısından ayrıcı tanısının yapılması va bu kapsamda ilgili kan tetkiklerinin değerlendirilmesi gerektiği, ancak hastanın babasının yanlış yönlendirmesi sonucunda bu tetkiklerin yapılmadığı ve tanıda geç kalındığı, tanının daha erken konması durumunda karaciğer nakline gerek kalmaksızın hastanın iyileşme İhtimalinin bulunduğu yanlış yönlendirmeye rağmen gerekli ayırıcı tanıyı tam olarak yapmayan Sapanca Devlet Hastanesi hekimlerinin eylemlerinin tıp kurallarına uygun olmadığı, zamanında tanı konup tedaviye başlanılsa bile mantar zehirlenmesi vakalarında karaciğer nakli gerektirecek karaciğer yetmezliği ve buna bağlı ölüm meydana gelebileceği belirtilmektedir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, taraflarca bilirkişi raporuna yapılan itiraz, ayrıntılı ve bilimsel verilerle hazırlanan raporu kusurlandırıcı nitelikte görülmemiş, söz konusu rapor karara esas alınabilecek özellikte kabul edilmiştir.
Olayda, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile İstanbul Adli Tıp Kurumu'nca düzenlenen rapor birlikte değerlendirildiğinde, davacılardan E. Y. 'ın mantar zehirlenmesi sonucu karaciğer nakli olduğu, mantar zehirlenmesi şüphesi bulunan kişinin eve yollanmasının uygun olmadığı, hastanın acil serviste yatırılarak ayrıcı tetkiklerinin yapılarak takip edilmesi, klinik değerlerinde bozulma olduğu takdirde bir üst sağlık kuruluşuna ileri tetkik amaçlı sevk edilmesi gerektiği, bu hususlara uyulmamasının tıbbi eksiklik olduğu, bu bağlamda, davacı E. Y.'ın karaciğer nakli olmasında, ilgili sağlık kuruluşunca yapılması gereken tıbbi müdahalenin yapılmaması nedeniyle idarenin ağır hizmet kusurunun bulunduğu, davacı İ. Y.'ın tedavisinin ise sevk edildiği hastanede yapıldığı, sevkin gecikmesine ise gerek kendi ifadeleri gerekse de hastaneye yapılan ilk başvuruda sadece kızını muayene ettirip kendisini muayene ettirmemesi neden olduğundan bu konuda idarenin kusurunun bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan, zamanında tanı konup tedaviye başlanılsa bile mantar zehirlenmesi vakalarında karaciğer nakli gerektirecek karaciğer yetmezliği ve buna bağlı ölüm meydana gelebileceği ihtimali olması durumu ise ancak gerekli tıbbi müdahalenin yapılmasından sonra değerlendirilebilecek bir husus olduğundan, söz konusu olayda bu durumun değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, davalı idarenin, davacılardan E. Y.'ın karaciğer nakli olmasında ağır hizmet kusuru bulunduğu sonucuna varıldığından, davalı idarenin maddi ve manevi zarar tazmin sorumluluğu bulunmaktadır.
Davanın, davacılardan E. Y. lehine 310.559,10 TL maddi tazminat istemine ilişkin kısmı için; meydana gelen karaciğer nakli sonrası davacı E. Y'da oluşan iş gücü kaybı oranın tespiti amacıyla Mahkememizin 28.11.2012 tarihli ara kararıyla Sakarya Yenikent Devlet Hastanesi'nde yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen 07.12.2012 tarihli Sağlık Kurulu Raporu'nda davacının 70 oranında iş gücü kaybı olduğunun belirtildiği, ayrıca davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan ve aktüer bilirkişisi Av. Y. R. T. tarafından hazırlanan kalıcı uzuv kaybı (efor) tazminatı raporunda, tazminat toplamının 371.482,19 TL olarak hesaplandığı anlaşılmakta olup, raporda tespit edilen tazminat miktarı Mahkememizce hükme esas alınabilecek nitelikte bulunarak, 70 iş gücü kaybı üzerinden tazminat miktarı 260.037,53 TL olarak tespit edilmiştir.
Buna göre, davalı idare aleyhine E. Y.'ın karaciğer nakli sonucu meydana gelen 70 oranındaki iş gücü kaybı nedeniyle 260.037,53 TL maddi tazminat verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davanın, E. Y. için 70.000,00 TL, babası İ. Y. için 20.000,00 TL ve annesi S. Y. için 10.000,00 TLmanevi tazminat istemine ilişkin kısmı için ise;
Manevi tazminat, patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazminat aracı olmayıp, manevi tatmin aracıdır.
Bu bağlamda, manevi zarar duygulara verilen zarar olarak tanımlanabilir. Burada en çok sevgi duygusu söz konusu olacaktır. Sevilen bir varlığın ölümü, maruz kaldığı sakatlıklar, hatta bu kişinin duyduğu acı, sevgi ölçüsünde artan bir acının sebebidir.
Başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu hale getirmektedir. Olayın gelişimi ve sonucu, ilgilinin durumu itibariyle manevi zarara karşılık mahkemece takdir edilecek manevi tazminatın, manevi tatmin aracı olmasından dolayı zenginleşmeye yol açmayacak miktarda; fakat idarenin olaydaki kusurunun niteliğini ağırlığını ifade edecek ve ilgililerin duyduğu acı ve üzüntüyü kısmende olsa giderebilecek ölçüde saptanması zorunludur.
Bu durumda, davacılardan E. Y.'ın karaciğer nakli olayında idarenin ağır hizmet kusuru bulunduğu ve davacının organ kaybı ve karaciğer nakili sonrası duyduğu manevi acının makul miktarda verilecek manevi tazminatla giderilmesi gerektiği kanaatine varılmaktadır.
Bu bakımdan, davacı E. Y. lehine duyduğu manevi elem ve ızdırabın karşılığı olarak takdiren 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi sonucuna varılmıştır.
Davacılardan İ. Y. yönünden manevi tazminat talebine gelince, kendi tedavisinin gecikmesine kendisinin sebebiyet verdiği anlaşıldığından, bu yönüyle manevi tazminata hükmedilmemesine karar verilmekle birlikte, anne S. Y. ve baba İ. Y.'ın çocukları bakımından talep ettikleri manevi tazminat bakımından ise, kızlarının karaciğer nakli olması olayında davalı idarenin ağır hizmet kusurunun bulunması nedeniyle anne ve baba lehine duydukları elem ve ızdırabın karşılığı olarak takdiren her biri için ayrı ayrı 2.000,00 TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı E.Y.'ın 310.559,10 TL maddi tazminat isteminin 260.037,53 TL'lik kısmının kabulüne, 50.521,57'lik kısmının reddine, davacı E. Y.'ın 70 .000,00 TL manevi tazminat isteminin 20.000,00 TL'lik kısmının kabulüne, 50.000,00 TL'lik kısmının reddine, davacı İ. Y.'ın 20.000,00 TL manevi tazminat isteminin 2.000,00 TL'lik kısmının kabulüne, 18 ,000,00 TL'lik kısmının reddine, davacı S. Y.'ın 10.000,00 TL manevi tazminat isteminin 2.000,00 TL'lik kısmının kabulüne, 8 ,000,00 TL'lik kısmının reddine , davacılar lehine hükmolunan maddi ve manevi tazminat tutarlarının davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacılara ödenmesine, hükmolunan maddi ve manevi tazminat tutarı üzerinden hesaplanan 16.871,82-TL nispi karar harcından dava açılma aşamasında fazladan yatırılan 38,20 TL düşüldükten sonra kalan 16.833,62 TL'nin davacılara tamamlattırılmasına, adli yardım talebinin kabulü nedeniyle resmi posta pulu ile yapılan 76,00 TL tebligat masrafı ile bilirkişi ücreti için Maliye Hazinesi adına Sakarya Defterdarlığı'dan karşılanan 200,00 TL olmak üzere toplam 276,00 TL'nin davacılardan tahsili için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına, dava kısmen kabul ve kısmen retle sonuçlandığından, aşağıda dökümü yapılan 17.265,32 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren 11.944,15 TL'lik kısmının davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmının davacılar üzerinde bırakılmasına, kabul edilen 260.037,53TL maddi tazminat üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan ... TL vekalet ücretinin ve kabul edilen 24.000 TL manevi tazminat üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan ... TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, reddedilen 50.521,57 TL maddi tazminat üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan ... TL vekalet ücretinin ve reddedilen 76.000 TL manevi tazminat üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan vekalet ücreti davacılar lehine hükmolunandan fazla olduğu ve Tarifenin 10. maddesinin 2. fıkrası gereği davacılar lehine hükmedilen miktarı aşamayacağı dikkate alınarak belirlenen ... TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine, 56,15 TL müdahil yargılama giderinin haklılık oranına göre takdir edilen 17,30 TL'lik kısmının davacılardan alınarak müdahile verilmesine, kalan 38,85 TL'nin müdahil üzerinde bırakılmasına, dava açılırken davacılar tarafından yersiz yatırılan 9,80 TL harcın istemi halinde davacılara iadesine, Maliye Hazinesi adına Sakarya Defterdarlığı'ndan karşılanan 500,00 TL bilirkişi ücretinden kullanılmayan 224 TL'nin Sakarya Defterdarlığı'na iadesine, k ararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere 27/03/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.,
T.C.
D A N I S T A Y
ONBESINCI DAIRE
EsasNo : 2013/9453
KararNo : 2013/6571
Temyiz Eden (Davalı): Saglık Bakanlıgı
Vekili:Av. Sebila Karabulut, Sakarya Il Saglık MüdürlügüSAKARYA
Karsı Taraf (Davacılar): 1- Kendi Adına Asaleten Kızı .......... Adına Velayeten ..........
2- ..........
Müdahil (Davalı Yanında): ..........
Arabacıalanı Mh. 516.Sk No:6 K:1/2Serdivan/SAKARYA
Istemin Özeti: Davacılardan .......... ile babası .......... 23.10.2010 tarihinde
yedikleri mantar sonucu zehirlenmeleri nedeniyle basvurdukları Sapanca Devlet Hastanesi'nde gerekli tetkik
ve tedavilerinin yapılmayarak.......... karaciger nakli olmasına ve vücudunda is gücü kaybı
olusmasına; .......... ise tedavisinin gecikmesine sebebiyet verildiginden bahisle, olayda davalı
idarenin hizmet kusuru bulundugu iddiasıyla, .......... lehine 310.559,10-TL maddi ve 70.000,00-TL
manevi, babası .......... lehine 20.000,00-TL manevi ve annesi .......... lehine 10.000,00-TL
manevi tazminatın olayın meydana geldigi 24.10.2010 tarihinden itibaren isleyecek yasal faizi ile birlikte
davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada Sakarya 2. Idare Mahkemesi'nce;
davacıların mantar zehirlenmesine baglı saglık sorunu nedeniyle basvurdukları Sapanca Devlet Hastanesi'nde
yapılan teshis ve tedavilerinde idarenin ihmal veya kusuru bulunup bulunmadıgının tespiti amacıyla Istanbul
Adli Tıp Kurumu'na yaptırılan bilirkisi raporu ile dosyada bulunan bilgi ve belgelerin birlikte
degerlendirilmesinden; .......... mantar zehirlenmesi sonucu karaciger nakli oldugu, mantar
zehirlenmesi süphesi bulunan kisinin eve gönderilmesinin uygun olmadıgı, hastanın acil serviste yatırılarak
ayırıcı tetkiklerinin yapılarak takip edilmesi, klinik degerlerinde bozulma oldugu takdirde bir üst saglık
kurulusuna ileri tetkik amaçlı sevk edilmesi gerekirken, bu hususlara uyulmamasının tıbbi eksiklik oldugu,
bu baglamda, davacı .......... karaciger nakli olmasında, ilgili saglık kurulusunca yapılması gereken
tıbbi müdahalenin yapılmaması nedeniyle idarenin agır hizmet kusurunun bulundugu, davacı ..........
tedavisinin ise sevk edildigi hastanede yapıldıgı, sevkin gecikmesine ise gerek kendi ifadeleri
gerekse de hastaneye yapılan ilk basvuruda sadece kızını muayene ettirip kendisini muayene ettirmemesi
neden oldugundan bu konuda idarenin kusurunun bulunmadıgı sonucuna ulasıldıgı gerekçesiyle ..........
karaciger nakli sonucu meydana gelen %70 oranındaki is gücü kaybı nedeniyle 260.037,53-TL
maddi tazminat istemininkabulüne; manevi tazminat isteminin ise olayın gelisimi ile davacıların duydugu
elem ve ızdırap dikkate alınarak takdiren davacı .......... için 20.000,00-TL, anne .......... ve
baba .......... çocukları bakımından talep ettikleri manevi tazminat yönündenher biri için ayrı ayrı
2.000,00 TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL'lik kısmının kabülüne, fazlaya iliskin manevi tazminat
istemlerinin reddine, davacılardan .......... tedavisinin gecikmesine kendisinin sebebiyet verdigi
anlasıldıgından, bu yönüyle manevi tazminat isteminin reddine dair verilen kararın davalı idare tarafından
kabule iliskin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemistir.
Danıstay Tetkik Hakimi: ..........
T.C.
D A N I S T A Y
ONBESINCI DAIRE
EsasNo : 2013/9453
KararNo : 2013/6571
Düsüncesi : Mahkeme kararının onanması gerektigi düsünülmektedir.
TÜRK MILLETI ADINA
Hükümveren Danıstay Onbesinci Dairesi'nce dosyanın tekemmül ettigi görüldügünden davalı
idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca karar verilmeyerek isin geregi görüsüldü;
Idare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı Idari Yargılama
Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlıgı halinde mümkündür.
Temyizenincelenen karar, usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri
kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediginden, temyiz isteminin reddi ile Sakarya 2. Idare
Mahkemesi'nin 27/03/2013 günlü, E:2011/224; K:2013/211 sayılı kararının kabule iliskin kısmının
ONANMASINA, artan posta ücretinin istemi halinde davalı idareye iadesine, 01/10/2013 tarihinde
oybirligiyle karar verildi.
Baskan Vekili Üye Üye Üye Üye
.......... .......... .......... .......... ..........