Tapulu Taşınmazın Bir Bölümünün Kesinleşmiş Orman Sahasında Kalması ve Bir Bölümününde Eylemli Orman Sayılması Durumu
18 Ocak 2018Tapu Kaydının Orman Olarak İptali Nedeniyle Tazminat Davası
18 Ocak 2018T.C. SAPANCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2010/63 Esas - 2015/368
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C. SAPANCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2010/63 Esas
KARAR NO: 2015/368
HAKİM:
KATİP:
DAVACI : N. K.
VEKİLİ: Av. ÖZGÜR ERAY TAŞ -
DAVALI :
VEKİLİ:
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 15/02/2010
KARAR TARİHİ: 25/06/2015
KARAR YAZIM TARİHİ: 25/06/2015
Mahkememizde görülen alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 1999 yılında İsviçre'de bulunan USB bankasının ...-774,... hesap numarası altında müşterek hesap açtıklarını, söz konusu hesaba 1.000.000,00 doların üzerinde para yatırıldığını, müşterek hesap üzerindeki paranın taraflar arasındaki anlaşamaya göre 10 yıl süre ile bankadan alınacak özel faiz ile işletileceğini, taraflar arasında üst seviyede güven ilişkisi olduğundan bu hesabın işletilmesi ile davalının ilgileneceği hususunda anlaştıkları, 2005 yılının ortalarına kadar bu güven ilişkisinin gayet iyi devam ederken davalının davacı ve eşine karşı düşmanlık besleyerek arka arkaya davalar açtığını, bu esnada müvekkilinin davalının kendi rızasını almadan 2005 yılı Aralık ayı ortalarında tüm hesabı boşalttığını öğrendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 15/12/2005 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte şimdilik 10.000,00 TL bedelin müvekkiline verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının ikametgahı mahkemesinde açılmadığını, Kadıköy mahkemesinde açılması gerektiğini, taraflar arasında yapılmış sözlü yada yazılı her hangi bir vekalet anlaşması olmadığını, müşterek hesabın sahiplerinden birinin diğer ortağı namına değil kendi nam ve adına para çekeceğini, hiç bir müşterek hesap sahibi diğer ortağın yararına verilmiş bir talimat olmadıkça para çekemeyeceğini, dolayısı ile ortada vekalete dayanan bir işlem olmadığını, olsa olsa sebepsiz zenginleşmeden söz edilebileceğini, BK'nın 66. Maddesindeki 1 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini, müvekkilinin Alman uyruklu olduğunu, hesabın İsviçre hesabı olduğunu dolayısı ile ihtilafın İsviçre hukukuna göre çözülmesi gerektiğini, taraflar arasında müşterek olduğu iddia edilen hesaptaki paranın tamamının davalıya ait olduğunu ve onun tarafından finanse edildiğini, buna ilişkin tüm delillerinin bent bent sıraladıklarını, bunlardan anlaşılacağı üzere sadece dava konusu hesap değil müvekkiline ait tüm mal varlığının davacı ve kocası tarafından kullanıldığını, davacı ile kocasının kötü niyetinin ortaya çıkmasından ve müvekkilini evlerinden kovması sonucu müvekkilinin davacı aleyhine mahkememizin 2005/119 kocası O.... aleyhine başkaca davalar açtığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlgili bankadan hesap ile ilgili bilgi ve belgeler getirtilmiştir. Davalı vekilinin olaya İsviçre Hukukunun uygulanması gerektiği yönündeki talebi red edilmiştir. Zira davalının Türkiye'de ikamet ettiği vekilinin dilekçesinden de bellidir. Davalı vekilinin yetki hususundaki itirazının da reddine karar verilmiştir çünkü vekalet ilişkisinin bulunduğu alacak davalarında yetkili mahkeme müvekkilin ikametgahı mahkemesidir. Kaldı ki para alacakları götürülecek borçlardan olup davacının ikametgahı mahkemesinde açılması yeterlidir. Davalı tarafın zaman aşımı definin de reddine karar verilmiştir. Zira hesabın davalı tarafça kapatıldığı tarih 03/07/2005, ödeme öncesi son varlık tarihi 31/07/2005, davacının bu hesabın kapatıldığını öğrendiği tarih 15/12/2005 tir. Öğrenme tarihinin başka bir tarih olduğunu gösteren bir olgu dosyada mevcut değildir. Davanın açılma tarihi ise 15/02/2010 dur. Dolayısı ile zaman aşımı vekaletsiz iş görme süresi olan 10 yıllık zaman aşımı geçmemiştir. Taraflar arasında davaya konu hesabın 24/03/1999 tarihinde açılan müşterek hesap olduğu tartışmasızdır. Müşterek hesapta hisselerin birbirine eşit olması esas olup, hesap sahiplerinden birinin kendi hissesi oranından fazla para çekmesi ve tasarrufta bulunması vekaletsiz iş görme hükümlerine tabi olacaktır. Müşterek hesaptaki payların aksine anlaşma olmadığından hesaba bir ortak tarafından para yatırılmış olmasının yatan paranın yatıran kişiye ait olduğunun kabulünü gerektirmeyecektir. Hesapta yatan paraların hesap ortaklığında birbirine eşit payda olduklarının kabulü gerekir. Yargıtay 3. HD'nin 2005/7170 esas 2005/9063 karar sayılı ilamında da müşterek hesaptaki payların aksi iddia edilip kanıtlanmadıkça birbirine eşit olduğunun kabulü gerektiği belirtilmiştir. Hukukça bilirkişi de mahkememize bu konuda raporunu ibraz etmiştir. Bankacı bilirkişiden alternatifli rapor aldırılmıştır. İncelenen evrak ve tüm dosya kapsamı itibari ile; olaya vekaletsiz iş görme hükümlerinin uygulanması gerektiği, bankacılık alanında uzman bilirkişi E. Ç.'ten aldırılan rapordan hesaptaki paranın açılış ve kapanış tarihleri arasında yapılan harcamalar ve bu harcamaların hangi hesap sahibi tarafından yapıldığının, dolayısı ile hesap sahiplerinin hesap üzerindeki paylarının belirlenemediği, dolayısı ile hesabın müşterek hesap olduğu ve eşit hissede paylarının olduğunun kabulü gerektiği, 03/07/2005 tarihinde davalı tarafından kapatılan hesabın 31/05/2005 tarihi itibari ile varlık değerinin 3.855.885,00 USD olduğunun banka tarafından bildirildiği, buna göre bankacı bilirkişiden aldırılan rapor uyarınca bu meblağın yarısının 768.372,61 TL ye denk geldiği, davacı vekilinin de HMK'nın 107. Maddesi uyarınca dava değerini düzelttiği anlaşılmak ile belirtilen meblağın öğrenme tarihi olan 15/12/2005 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: Davanın KABULÜ ile, 768.372,61 TL alacağın 15/12/2005 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 52.487,53TL karar ve ilam harcından peşin alınan 17,15TL ile 12.952,00TL ıslah harcının mahsubuyla 39.535,53TL bakiye karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yapılan 0,60TL dosya bedeli, 17,15TL başvuru, 17,15TL peşin harç, 185,00TL tebligat ve posta gideri, 1.100,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.319,90TLyargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan ve takdir edilen .....,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde mahkememize verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay da temyizi kabil olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/06/2015 Katip 169063 Hakim 110599