Yabancı Plakalı Araç Kazasında, Teminat Kapsamındaki Destekten Yoksun Kalma Bedelinin Ödenmemesi Nedeniyle Açılan Tazminat Davasıdır
18 Ocak 2018Kesin Hüküm Var İse Kıyı Kenar Çizgisi İçerisinde Kalan Taşınmazın Tapusunun İptal Edilemeyeceğine Dair Davadır
18 Ocak 2018T.C.
SAPANCA
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/277 Esas
KARAR NO : 2016/178
HAKİM :
KATİP :
TEMLİK EDEN
(DAVACI) : F Y -
TEMLİK ALAN
(DAVACI ) : S Ş
VEKİLİ : Av. ÖZGÜR ERAY TAŞ - Rüstempaşa Mah.Ersin Cad.No:31 54600 Sapanca/ SAKARYA
DAVALI : SAPANCA MAL MÜDÜRLÜĞÜ Sapanca Mal Müdürlüğü Sapanca/ SAKARYA
VEKİLİ : Av. - Sakarya Defterdarlığı Muhakemat Müdürlüğü 36100 Merkez/ SAKARYA
DAVA : Kadastro (Tespite İtiraza İlişkin)
DAVA TARİHİ : 26/06/2015
KARAR TARİHİ : 12/05/2016
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/05/2016
Mahkememizde görülen Kadastro (Tespite İtiraza İlişkin) davasının açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 26/06/2015 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Sakarya ili, Sapanca ilçesi, Mahmudiye Köyünde 1961 yılında yapılan genel arazi kadastrosu çalışmalarında pafta 4 ve parsel 718' de kayıtlı taşınmazın hukuki niteliği belirlenmeden tespit dışı bırakıldığını, tespit dışı bırakma işleminin yargıtayın yerleşik kararları ışığında bir kadastro işlemi olarak değerlendirildiğini, tespit dışı bırakılan bir taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğinden paftasının düzenlenmesi ile işleminin tamamlandığının kabulü gerektiğini, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunmayan yerlerden olduğunu, özel mülkiyete konu teşkil edecek yerler sınıfında olduğunu, bu durumun kadastro tutanağı içeriği ile de saptandığını, pafta 4 ve parsel 718'de kayıtlı taşınmazın bulunduğu Mahmudiye Köyünde 1965 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunduğunu, bahse konu taşınmazın kesinleşen orman kadastro çalışmalarında tahdit dışında bırakılarak orman sayılmayan yerlerden olduğunun tespit edildiğini, bilahare aynı köyde 1991 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulamasının bulunduğunu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarında da bahse konu taşınmazın tahdit dışında bırakıldığı ve orman sayılmayan yerlerden olduğunun saptandığını, sonrasında 1998 tarihinde 718 parsel ile ilgili ikinci defa kadastro çalışmalarının yapıldığını ve kadastro tutanağının tanzim edildiğini, 718 parsel sayılı taşınmazın sahasının kültür arazisi olduğundan bahisle maliye hazinesi adına tespitinin yapıldığını, ancak kullanıcısının F Y olarak beyanlar hanesine işlendiğini, taşınmazın halen müvekkilinin zilyet ve tasarrufu altında olduğunu, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/1 maddesi gereğince yapılan ikinci kadastro işleminin bütün sonuçları ile hükümsüz sayıldığından kanunun açık hükmü karşısında bir yerde iki kez kadastro işlemi yapılamayacağından olayın niteliği itibariyle kadastro kanununun 12/3 maddesindeki hak düşürücü süreninde uygulanma kabiliyetinin söz konusu olmadığını belirterek ikinci kadastro işleminin bütün sonuçları ile hükümsüz sayılarak tutanağın iptalini dava ve talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 1998 yılında yapılan ikinci kadastro çalışması neticesinde dava konusu parselin maliye hazinesi adına tespitinin yapılıp kullanıcısının da müvekkili olduğunu iddia ettiğini, idareleri Milli Emlak Memurlarının yapmış oldukları idari tahkikat neticesinde dava konusu taşınmazın bulunduğu mahalde yapılan incelemede Sakarya ili, Sapanca ilçesi, Mahmudiye Mahallesinde yapılan kadastro çalışmalarında 22/01/1999 tarihinde hazine adına tescil edilen 718 parsel sayılı taşınmazın zemininin tamamen çalılık ve ağaçlık olduğunu, taşınmazın 800m² sinin C E tarafından 01/04/2013 tarihinden itibaren çalıların kesilerek ağaçlandırma çalışmalarını sürdürdüğünü, ayrıca kiralama talebinde bulunduğunu, diğer bir kısmı olan 1800m² lik alanın S T Gıda S.T. Ltd.Şti. Tarafından 01/03/2015 tarihinde yapımına başlanan ve 120m² lik kısmının dava konusu yere isabet eden kapalı alan oluşturulmuş çevre düzeni inşaatının devam ettiğini, taşınmazın yer yer eğiminin %70-75 eğimli olduğunu, temizlenen alanlar dışında kalan yerlerin çalılık olduğunun tespit edildiğini, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi F Y'ya ait bir zilyetliğe rastlanmadığını, zamanaşımı ve davacının taşınmaz üzerinde herhangi bir zilyetliği bulunmadığı nedenlerinin de gözetilerek davanın reddini talep ettiklerini belirtmiştir.
Sapanca Orman İşletme Şefliğinden taşınmazın bulunduğu civardaki orman tahditi varsa buna ilişkin tutanaklar, kroki, amenajman planı istenmiş, kadastro müdürlüğünden krokisi, tapu müdürlüğünden tapulama tutanakları getiirtilmiştir.
Müzekkere cevapları geldikten ve tüm deliller toplandıktan sonra mahallinde keşif yapılmış, mahalli bilirkişiler ve tanıklar yeminli beyanlarında; taşınmazın davacıya mirasen intikal ettiğini, taşınmaz üzerinde çok yaşlı ağaçlar bulunduğunu, davacının bu taşınmazı meyve bahçesi olarak kullandığını, taşınmazın bitişiğindeki tesislerin S Ş tarafından yapıldığını belirtmişlerdir.
Keşfin ardından ibraz edilen 12/03/2016 tarihli fen bilirkişisi raporunda orman kadastro komisyonlarınca yapılan kadastro çalışmalarındaki orman sınır taşlarının işaretlenmiş olduğunu, 718 parsel nolu taşınmazın orman kadastro haritalarında OS.1276 ile OS.1279 nolu orman sınır taşları hattının gidiş yönüne göre sol tarafında kaldığını, bu bölümün orman kadastro haritalarında sarı ile boyalı kültür arazileri içerisinde kaldığını, OS.1276 ile OS.1279 nolu orman sınır taşları hattının gidiş yönüne göre sağ tarafı ise yeşil renk ile boyalı orman sahası içerisinde kalmakta olduğunu bu bölümde Samanlıdağ -1/F devlet ormanı yazdığını belirtilmiştir.
Ziraat bilirkişisi ibraz ettiği 15/03/2016 tarihli raporunda fen bilirkişisi tarafından gösterilen 718 nolu parselin 15.987,00m² yüzölçümünde tapu kayıtlarında maliye hazinesi adına tarla olarak kayıtlı olduğunu, toprak yapısı ve bitki örtüsü bakımından incelendiğinde %50 yer yer %70 meyilli, killi-tınlı toprak yapısına sahip olduğunu, arazinin halihazır durumda toprak yüzeyinin iş makinesi ile sıyrıldığını, üzerindeki bitki örtüsünün temizlenmiş durumda olduğunu, parsel sınırlarına yakın yerlerde fındık, elma, armut ağaçlarının bulunduğu, parselin yola yakın ulaşımı kolay bir konumda bulunduğunu, dava konusu parselin mera yaylak , kışlak olmayıp ormanlık, taşlık, çalılık alanlarından da olmadığını, sözkonusu parselin 3. Sınıf tarım arazisi olduğunu, parselin değeri konumunun çevre rayiçler, yol durumu ve etkenler ışığında 60TL/m² olduğunu, dava konusu parselin tamamının değerinin 959.220,00TL olduğunu belirtmiştir.
İncelen evrak ve tüm dosya kapsamı itibariyle; keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin yeminli beyanlarına göre taşınmazın en az altmış yıldır F Y ve babası tarafından kullanıldığı, buna göre davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, dava konusu taşınmazın bulunduğu Mahmudiye Köyü'nde genel arazi kadastrosunun 1961 yılında yapılarak kesinleştiği, bu çalışmalar sırasında taşınmazın tespit harici bırakıldığı, tespit harici bırakma işleminin de bir kadastro işlemi olduğu, 1965 yılında yapılan orman kadastro çalışmalarında da taşınmazın tahdit dışı bırakıldığı, dava konusu taşınmaz için kadastro tutanağının düzenlenmesini ve taşınmazın hazine adına tapulanmasını sağlayan 22.01.1999 tarihinde kesinleşen kadastro işleminin ikinci kadastro hükmünde olduğu ve 3402 sayılı Kadastro Kanunun 22/1 maddesi gereğince yapılan ikinci kadastro işleminin bütün sonuçları ile hükümsüz sayılması gerektiğinden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davaya konu Sakarya ili, Sapanca ilçesi, Mahmudiye Mahallesi, 4 pafta, 718 parsele ilişkin olarak yapılan 1998 tarihli kadastro işleminin ve düzenlenen kadastro tutanağının ikinci kadastro olması nedeni ile bütün sonuçları ile birlikte iptaline,
2-Hazine harçtan muaf olduğundan davacı tarafça yatırılan 27,70TL peşin harcın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan ve takdir edilen ...TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak (temlik alan) davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 0,60TL dosya bedeli, 200,00TL taksi ücreti, 500,00TL bilirkişi ücreti, 206,30TL keşif harcı, 88,00TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 994,90TL yargılama giderinin davalıdan alınarak (temlik alan) davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde, yatıran taraf dosyaya banka IBAN numarası bildirdiği takdirde bu hesaba, kaleme müracaat etmesi halinde mahkemeler veznesinden, aksi halde masrafı avanstan karşılanmak üzere resen PTT yoluyla konutta ödemeli olarak iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde mahkememize verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtayda temyizi kabil olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.12/05/2016