Kırmızı Işıkta Geçen Aracın Neden Olduğu Kaza Nedeniyle Açılan Maddi Tazminat Davasıdır
18 Ocak 2018Senette İki Kaşe Üzerine Atılan İmzaların Sadece Şirketi Sorumlu Tutması Nedeniyle İmzalayanın Şahsi Sorumluluğunu Esas Alarak İcra Takibi Başlatılması Durumunda, İnkar Tazminatı Sorumluluğunun Oluşacağına Dair Karar
18 Ocak 2018TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
GÖLCÜK
1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/169 Esas
KARAR NO : 2017/206
HAKİM :
KATİP :
DAVACI : GÖLCÜK ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 1- F. E.
2- G. K.
3- H. D.
4- N. B.
VEKİLİ : Av. ÖZGÜR ERAY TAŞ - Sapanca/ SAKARYA
DAVALILAR : 5- A. B.
6- H Ö
7- M D
8- N Ç
9- N D
10- Ö A
11- S ÇB
12- T ÇB
13- Y D
VEKİLİ : Av.
DAVA : TAPU İPTALİ VE TESCİL, EL ATMANIN ÖNLENMESİ
DAVA TARİHİ : 27/07/2015
BİRLEŞEN DAVA(GÖLCÜK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 2016/208 E.-2017/110 K.)
DAVACILAR : 1- F. E.
2- G. K.
3- H. D.
4- N. B.
VEKİLİ : Av. ÖZGÜR ERAY TAŞ - Sapanca/ SAKARYA
DAVALI : MALİYE HAZİNESİ
VEKİLİ : Av.
DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 23/12/2016
KARAR TARİHİ : 23/03/2017
BİRLEŞEN DAVA( MAHKEMEMİZ 2016/151 E.- 2016/109 K.)
DAVACILAR : : 1- A. B.
2- H Ö
3- M D
4- N Ç
5- N D
6- Ö A
7- S ÇB
8- T ÇB
9- Y D
VEKİLİ : Av.
DAVALI : MALİYE HAZİNESİ
VEKİLİ : Av.
DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 22/07/2016
KARAR TARİHİ : 01/08/2016
KARAR TARİHİ : 15/11/2017
YAZIM TARİHİ : 06/12/2017
Davacı vekili tarafından açılan tapu iptali ve tescil, el atmanın önlenmesi ve birleşen davalarda davacılar vekilleri tarafından açılan tazminat davalarının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; "Kocaeli ili, Gölcük ilçesi, Hamidiye mahallesinde kain olan ve tapu kütüğünde 122 ada, 9 parsel olarak kayıtlı olan taşınmazın tapuda davalılar ………… adına kayıtlı olduğunu, dava konusu taşınmazın tamamının Çanaklı Devlet Ormanı sınırları içerisinde kaldığını bu nedenlerle dava konusu Kocaeli ili, Gölcük ilçesi, Hamidiye Mahallesinde kain olan ve tapu kütüğünde 122 ada, 9 parselde kayıtlı olan taşınmaz hakkında öncelikli olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kayıt malikleri adına olan tapusunun iptaline, davalıların taşınmaza müdahalelerinin önlenmesine, taşınmaz üzerinde bulunan irtifak hakkı, haciz ve ipotek şerhlerinin tapu üzerinden kaldırılmasına ve taşınmazın tamamının orman vasfı ile maliye hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini" talep etmiştir.
Birleşen mahkememiz 2016/151 esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde; "Kocaeli ili, Gölcük ilçesi, Hamidiye mahallesi, 122 ada, 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına orman şerhi konulduğunu, konulan orman şerhi ile müvekkillerinin mülkiyet hakkının hukuka aykırı şekilde kısıtlandığını, 24/07/2015 tarihinde Gölcük 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/169 esas sayılı dosyasında Gölcük Orman İşletme Müdürlüğü tarafından müvekkillerinin paydaşı olduğu tapu kaydının iptali ile maliye hazinesi adına tesciline talepli dava açıldığını bu nedenlerle Kocaeli ili, Gölcük ilçesi, Hamidiye mahallesi, 122 ada, 9 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerine isabet eden paylarının dava tarihindeki değerinin hesaplanarak şimdilik her davacı için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 18.000,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsiline, taşınmazın tapu kaydının iptali ile hazine adına tesciline, bu davanın Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/169 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini" talep etmiştir.
Birleşen Gölcük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/208 esas sayılı dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde; "Müvekkillerinin maliki ve hissedarı olduğu Gölcük ilçesi, Hamidiye mahallesi, 122 ada, 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kadına orman şerhi işlendiğini, bu hali ile müvekkillerinin mülkiyet ve tasarruf haklarının ellerinden alındığını ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalarak 10.000,00 TL tazminatın 10/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini" talep etmiştir.
Davalı Maliye Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; "Aleyhlerine açılan davanın öncelikle görev, zamanaşımı ve husumetten reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini" talep etmiştir.
Dava konusu taşınmazın ve emsal taşınmazların tapu ve imar kayıtları, 2015 yılı metre kare rayiç bedelleri ve resmi senetler getirtilmiş, dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığı, belediye hizmetlerinden faydalanıp faydalanmadığı, emsal taşınmazların satış ve m2 rayiç bedellerine ilişkin yazı ve kayıtlar dosya içine alındıktan sonra mahallinde bilirkişiler eşliğinde keşif yapılmıştır.
Gölcük Sulh Hukuk Mahkemesi 2015/643 E.- 2015/587 K. sayılı ilamı incelendiğinde; Muris Z A'in miras meselesi 1 pay kabul edilerek; 1 payın G K'a aidiyetine karar verildiği görülmüştür.
Gölcük Sulh Hukuk Mahkemesi 2015/644 E.- 2015/582 K. sayılı ilamı incelendiğinde; Muris M K D'in miras meselesi 1920 pay kabul edilerek; 510 payın N D'e, 258 payın H Ö'e, 258 payın M D'e, 258 payın A B'a, 30 payın S Ç'a, 45 payın T Ç'a, 45 payın N Ç'a, 258 payın Y D'e, 258 payın Ö A'e isabet ve intikaline karar verildiği görülmüştür.
Gölcük Sulh Hukuk Mahkemesi 2015/423 E.- 2015/476K. sayılı ilamı incelendiğinde; Muris Y D'in miras meselesi 9600 pay kabul edilerek; 1920 payın G K'a, 540 payın N D'e, 252 payın H Ö'e, 252 payın M D'e, 252 payın A B'a, 30 payın S Ç'a, 45 payın T Ç'a, 45 payın N Ç'a, 252 payın Y D'e, 252 payın Ö A'e, 480 payın H A'a, 1440 payın F E'e, 1920 payın H D'e, 1920 payın N B'e isabet ve intikaline karar verildiği görülmüştür.
Tapu kaydına göre; dava konusu Kocaeli ili, Gölcük ilçesi, Hamidiye köyü, Çanaklı mevkii, 122 ada, 9 parsel sayılı taşınmazın 22290/66290 hisse M K D, 11000/66290 hisse H D, 11000/66290 hisse F D, 11000/66290 hisse Z A, 11000/66290 hisse N B adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
08/06/2017 tarihli keşif sonrası inşaat mühendisi, ziraat mühendisi ve mülk bilirkişileri tarafından düzenlenen 20/06/2017 tarihli raporda; Kocaeli ili, Gölcük ilçesi, Hamidiye köyü, 122 ada, 9 parsel sayılı taşınmazın 22/07/2016 ve 23/12/2016 değerlendirme tarihleri itibariyle toplam değerinin 880.641,00 TL (N D- 78.702,89 TL, H Ö-39.787,36 TL, M D- 39.787,36 TL, A B- 39.787,36 TL, S Ç- 4.623,37 TL, T Ç- 6.939,45 TL, N Ç- 6.939,45 TL, Y D- 39.787,36 TL, Ö A- 39.787,36 TL, G K- 146.124,76 TL, H D- 146.124,76 TL, F D- 146.124,76 TL, N B -146.124,76 TL) olarak hesaplandığı görülmüştür.
Orman mühendisi tarafından düzenlen 16/06/2017 tarihli raporda; Dava konusu 122 ada, 9 parsel numaralı taşınmazın tamamının kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde bulunduğu, 1958 baskı tarihli ve 1/25000 ölçekli 1958 baskı tarihli memleket haritasında yeşil alanda orman olarak göründüğü, eylemli olarak orman özelliğini koruduğu bu nedenle özel mülkiyet konusu yapılamayacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Harita mühendisi tarafından düzenlenen 12/06/2017 tarihli raporda; Dosya içerisinde mevcut Gölcük Orman İşletme Müdürlüğünün yazısı ve eklerine göre Hamidiye mahallesinde 6831 sayılı orman kanununa göre orman kadastrosu ve aynı kanunun 2/B madde uygulama çalışmalarına 20/09/1994 tarihinde başlandığı ve yapılan çalışmanın 31/10/1994 tarihinde bitirilip 19/09/1995 tarihinde askı ilanı yapılarak kesinleştiği, yapılan çalışmaya göre 122 ada, 9 parsel sayılı taşınmazın tamamının Çanaklı Devlet Orman sınırları içerisinde kaldığının görüldüğü bildirilmiştir.
Birleşen davalarda davacı vekillerinin 04/10/2017 ve 06/10/2017 tarihli dilekçeleri ile davayı ıslah ettikleri ve ıslah harcını yatırdıkları görülmüştür.
İlk olarak görev itirazının irdelenmesinde yarar görülmüştür.
Mülkiyet hakkı; Anayasa ve kanunlarla iç hukuk yönünden, gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri ile kabul edilmiş temel haklardandır (Anayasa Md. 35/1, AİHS Ek Prot. 1-1). Türk Medenî Kanunu'nun 683'üncü maddesinde de bir şeye malik olan kimsenin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisi tanınmıştır.
Çekişmeli taşınmazın, yapılan orman kadastro çalışmaları sonucunda "Devlet Ormanı" olarak sınırlandırıldığı, tapu kaydına "tamamı orman sınırları içerisinde kalmaktadır" şerhi konulduğu, imar planında da orman alanında bırakıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava daha önceden tapu kaydına konulan ve malikin tasarruf hakkını kısıtlayan "tamamı orman sınırları içerisinde kalmaktadır" şerhi nedeniyle açılan tazminat istemine ilişkin olduğuna göre, davanın adli yargıda çözüme kavuşturulması gerekir. Bu halde görev itirazı yerinde görülmemiştir (Kıyasen Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, E:2015/9982, K:2016/11144).
İkinci olarak zamanaşımı itirazının irdelenmesine gelince; her ne kadar davalı tarafça zamanaşımı def’i ileri sürülmüş ise de, zamanaşımı konusunda ispat yükü üzerinde olduğu halde, davanın neden zamanaşımına uğradığı yönünde hiçbir açıklama yapmaksızın “salt zamanaşımına uğramıştır” iddiası nedeniyle zamanaşımı def'i ileri sürülmüş olamayacağı, zamanaşımı def'i ileri sürenin, davanın hangi kanunun, hangi maddesi uyarınca ne kadar süre içinde açılması gerektiği, davanın ne zaman açıldığı, ne zaman zamanaşımına uğramış sayılacağı, zamanaşımın başlangıç ve bitiş tarihleri ile ilgili bilgi sunmadığı gibi benzer mahiyetteki davada zamanaşımı nedeniyle davanın reddi yönündeki Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/287 esas ve 2011/706 karar sayılı ilamının bozulmasına ilişkin Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 2012/22438 esas ve 2013/3149 karar sayılı ilamında işaret edilen hususlar gözetilerek davalı tarafın zamanaşımı def'i yerinde görülmemiş, işin esasına geçilmiştir.
Asıl dava bakımından talebin irdelenmesinde; Mahkememizce mahallinde yapılan keşif sonrası orman ve harita bilirkişilerince hazırlanan raporlarda; Dava konusu 122 ada, 9 parsel numaralı taşınmazın tamamının kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde bulunduğu, 1958 baskı tarihli ve 1/25000 ölçekli 1958 baskı tarihli memleket haritasında yeşil alanda orman olarak göründüğü, eylemli olarak orman özelliğini koruduğu bu nedenle özel mülkiyet konusu yapılamayacağı anlaşıldığından davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davalar bakımından talebin irdelenmesine gelince; mülkiyet hakkı, Anayasa'nın 35/1 ve Medeni Kanun'un 683'üncü maddeleri ile iç hukuk yönünden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek Protokol 1-1 maddesi gereğince de uluslararası hukuk yönünden güvence altına alınmış temel haklardandır. Anayasa'nın 35/1'inci maddesinde herkesin mülkiyet hakkına sahip olduğu, Medeni Kanun'un 683'üncü maddesinde de bir şeye sahip olan kimsenin, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarruf etme yetkisi bulunduğu ve sahibinin, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı geri alma davası açabileceği gibi her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava konusu edebileceği vurgulanmıştır. Bundan başka Anayasa'nın 35/2 ve 3'üncü maddeleri gereğince mülkiyet hakkı, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir ve mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz. Öte yandan; ormanlar, kural olarak özel mülkiyet alanı dışında ve özel mülkiyete konu olamayacak kamu mallarıdır. Bunun sonucu olarak ormanlar, zamanaşımı yoluyla kazanılmaz ve haczedilmez. Bu özelliklerinden dolayı Anayasa'nın 169'uncu maddesinde ayrı bir bölümde düzenlenmiş olan ormanların yukarıda sayılan nitelikleri vurgulanmıştır. Ne var ki, bu sınırlandırma veya kaldırma gerçekleştirilirken Anayasa'nın 90/5'inci maddesi gereğince iç hukukun üstünde sayılan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer alan düzenlemelere göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından oluşturulan 30/05/2006 gün ve 1262/02 sayılı kararda da belirtildiği gibi "...bir kişiyi mülkünden yoksun bırakan bir önlemin...", "...kamu yararına meşru bir amaç gütmesi...", bu önlem alınırken "...başvurulan yollar ve gerçekleştirilmesi amaçlanan hedef arasında makul bir oransallık ilişkisi olması gerektiği...", "...kişinin, kişisel ve haddinden fazla yük taşıma zorunda kalması halinde gerekli dengenin kurulamayacağı..." açıktır. Diğer bir anlatımla, mülkiyet hakkının bir bölümünden veya tamamından yoksun bırakılan kişinin mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasında akla uygun (makul), kabul edilebilir, hak ve adalet dengesini sağlayacak bir oranın kurulması zorunludur. Kişinin mülkiyet hakkı kamu yararı gereğince sona erdirilirken, karşılıklı hak ve adalet dengesinin sağlanması amacıyla mülkiyet hakkı sahibine tazminat niteliğinde bir bedelin ödeneceği de kuşkusuzdur. Tazminat ödenmesinin nedeni yasa dışı bir işlemden değil, hak ve adalet dengesinin sağlanmasından kaynaklandığından, taşınmazın tam değerinin karşılaması da gerekli değildir. Bu düşünce, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bir kararında "...Ulusal hukuk ihlalin yol açtığı sonuçları tam olarak gidermeye imkân tanımıyorsa 41'inci madde AİHM'yi uygun gördüğü adil bir tazminata hükmetmeye yetkili kılar..." biçiminde dile getirilmiştir (Ayrıca bkz. aynı konuda AİHM'ce verilen diğer kararlar... Örn:Süleyman Baba/Türkiye, 2005/2150 sayı, 23.03.2010 tarih, Rimer ve Diğerleri/Türkiye, 18257/04 sayı, 10 Mart 2009 tarih, Temel Conta Sanayi ve Ticaret A.Ş./Türkiye, 45651/04 sayı, 10 Mart 2009 tarih, Gümrükçüler ve Diğerleri/Türkiye, 9580/03 sayı, 26 Ocak 2010 tarih, Ocak / Türkiye, 33675/04 sayı, 19 Ocak 2010 tarih, Pak/Türkiye, 21516/04 sayı, 26 Ocak 2010 tarih, S.S.Göller Bölgesi Konut Yapı Kooperatifi/ Türkiye, 35802/02 sayı, 23 Mart 2010 tarih ve Çağlar/Türkiye, 11192/05 sayı, 13 Nisan 2010 tarih).
Bu açıklamalardan sonra; taşınmaz ile ilgili sicilin tutulması ve taşınmaz ile ilgili sınırlama varsa bunları tapu siciline yazdırması gereken Maliye Hazinesi, tapu düzenledikten yıllar sonra, kadastroca davacı adına tespit ve tescil edilen taşınmazın orman niteliğinde olduğuna ya da öncesinin orman olduğuna ilişkin tapu kayıtlarında bir sınırlama ve açıklama (şerh) bulunmadığı halde, bu yerlerin orman niteliğinde olduğunu ileri sürerek taşınmazı orman olarak sınırlandırdığı için taşınmazı elinden çıkan davacıya, hak ve adalete uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür (Kıyasen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, E:2009/8819, K: 2010/4309, E:2011/2618, K:2011/3698 ve E:2010/5398, K:2010/9751). Zira hatalı ve yanlış olarak verildiği düşünülse dahi yasalar gereğince devlet kurumları tarafından vatandaşlar lehine tesis ve tescil edilen taşınmazlar ile kesinleşmiş mahkeme kararları gereğince vatandaşlar lehine tescil edilen taşınmazlara ait tapu kayıtları, özel mülk halini alma suretiyle kazanılmış hak oluşturacaklarından hiç bir gerekçe ile “yok hükmünde” veya “geçersiz” sayılmaz. Tapu kayıtları bedelsiz olarak iptal edilmez. Aksi düşünce hukuk devletinin güvenirliliği ve devamlılığı ilkesine aykırılık teşkil eder. Davaya konu olan ve özel mülkiyeti halini almış olan taşınmazın bu halde bulunması kamu düzenine veya kamu yararına aykırılık teşkil ediyorsa, o takdirde çözüm, yargı kararı ile tapu kayıtlarının iptali olmayıp Anayasanın 46'ncı maddesine uygun olarak kamulaştırma yolu ile veya yine bedel veya başka yerlerden emsal taşınmaz vermek suretiyle geri alınmasını öngören yasalar çıkarmaktır. Hukuk devleti olmanın gereği de bu çözüm yoludur.
Somut olay bu çerçevede değerlendirildiğinde; çekişmeli taşınmazın, yapılan orman kadastro çalışmaları sonucunda "Devlet Ormanı" olarak sınırlandırıldığı, tapu kaydına "tamamı orman sınırları içerisinde kalmaktadır" şerhi konulduğu, imar planında da orman alanında bırakıldığı sabittir. Bu halde davacıların mülkiyet hakkının tamamından yoksun bırakıldığı anlaşıldığına göre birleşen Gölcük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/208 esas sayılı dava açısından ıslah yoluyla artırılan tutar olan 584.499,04 TL ve birleşen mahkememiz 2016/151 esas sayılı dava açısından ıslah yoluyla artırılan tutar olan 295.781,96 TL tazminatın taşınmazın adına tescili sağlanan davalı Maliye Hazinesinden alınarak davacılara verilmesine ve asıl dava bakımından taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVA AÇISINDAN
Davanın kabulü ile; Dava konusu Kocaeli ili, Gölcük ilçesi, Hamidiye Köyü, 122 ada, 9 nolu parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kayıtlarının İPTALİ ile orman vasfı ile HAZİNE ADINA TAPUYA KAYIT VE TESCİLİNE,
6099 SK ile 3402 SK'ya eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Gider avansından kalan miktarın 6100 SY'nın 333 md göre karar kesinleşince taraflara iadesine,
GÖLCÜK 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NİN BİRLEŞEN 2016/208 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI AÇISINDAN;
Davalı Maliye Hazinesi'ne karşı açılan davanın kabulü ile; 584.499,04 TL tazminatın, 10.000,00 TL kısmının dava tarihi olan 06.12.2016 tarihinden , 574.199,04 TL kısmının ise ıslah tarihi olan 09.10.2017 'dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Maliye Hazinesi'nden alınarak hisseleri oranında davacılara verilmesine,
Davalı Maliye Hazinesi harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Davacılar tarafından yatırılan 170,78 TL peşin harcın ve 9.811,03 TL ıslah harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ….. TL vekalet ücretinin davalı Maliye Hazinesinden alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan 580,00 TL yargılama giderinin davalı Maliye Hazinesinden alınarak davacılara verilmesine,
Gider avansından kalan miktarın 6100 SY'nın 333 md göre karar kesinleşince taraflara iadesine,
MAHKEMEMİZİN BİRLEŞEN 2016/151 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI AÇISINDAN;
Davalı Maliye Hazinesi'ne karşı açılan davanın taleple bağlı kalınarak kabulü ile; 295.781,96 TL tazminatın, 18.000,00 TL kısmının dava tarihi olan 22.07.2016 tarihinden , 277.781,96 TL kısmının ise ıslah tarihi olan 06.10.2017 'dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Maliye Hazinesi'nden alınarak hisseleri oranında davacılara verilmesine,
Davalı Maliye Hazinesi harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Davacılar tarafından yatırılan 170,78 TL peşin harcın ve 4.743,82 TL ıslah harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ….. TL vekalet ücretinin davalı Maliye Hazinesinden alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan 106,90 TL yargılama giderinin davalı Maliye Hazinesinden alınarak davacılara verilmesine,
Gider avansından kalan miktarın 6100 SY'nın 333 md göre karar kesinleşince taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu ve usulen anlatıldı. 15/11/2017