Tapulu Taşınmazına Orman Şerhi Konulan Davacı Adına Açılan Tazminat Davası
18 Ocak 2018Teminat Senedinin Üçüncü Kişilere Ciro Edilmesi Halinde Dahi, Şartları Var İse İptal Edileceğine Dair Mahkeme Kararıdır
18 Ocak 2018T.C. SAPANCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2012/202 Esas - 2013/454
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
SAPANCA
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2012/202 Esas
KARAR NO: 2013/454
HAKİM:
KATİP:
DAVACI :
VEKİLİ: Av. ÖZGÜR ERAY TAŞ
DAVALI : SAPANCA MAL MÜDÜRLÜĞÜ
VEKİLİ: Av. RANA ÖZACAR
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 24/05/2012
KARAR TARİHİ: 05/12/2013
KARAR YAZIM TARİHİ: 22/12/2013
Mahkememizde görülen alacak davasının açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Sapanca ilçesi, Uzunkum Köyü , .. parselde sayılı tapulu taşınmazı 21/01/1991 tarihinde üçüncü şahıstan tapuda satın ve deviraldığını, devir aldığı tarihte tapuda hiçbir sınırlayıcı kayıt bulunmadığını, bilahare 2012 yılı Mayıs ayı başında taşınmazını satışa çıkardığında tapulu taşınmazını büyük bir bölümünün kesinleşmiş orman sınırları dahilinde kaldığını ve bu hususun 08/04/1993 tarihinde tapu kayıtlarına işlendiğini öğrendiğini, ancak müvekkiline bu şerhle ilgili olarak hiçbir bilgilendirme yapılmadığını, 1957 yılında Uzunkum Köyünde arazi kadastrosunun yapıldığını, ve davaya konu taşınmaza tapu kaydı tesis edildiğini, aynı yörede 1992 tarihinde orman kadastrosunun yapıldığı, ve taşınmazın büyük bölümünün orman sınırları içerisinde kaldığını, bu hususun mahkemece yapılacak keşifte belirleneceğini, müvekkilinin güven duyduğu tapu kaydının kesinleşmiş orman tahditi sınırları içerisinde kalması nedeniyle maddi olarak ciddi bir zarara uğradığını, taşınmazın kaydında tarla vasfının yazması nedeniyle maddi zarar tayinin net gelir metoduna göre yapılması gerektiğini belirterek ilerde belirlenecek değer üzerinden şimdilik 10.000,00TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesine dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaza ait tapu kaydına orman şerhi konulması hususunda orman idaresinin yetkili ve sorumlu olduğunu bu hususta hazineye herhangi bir mesuliyet yüklenemeyeceğini belirterek davanın öncelikle husumet yönünden reddini talep etmiş, akabinde AİHS 1 nolu ek protokolün 1. Maddesindeki sözleşme şartlarının ihlal edilmediğini, eğer mahkemece aksi kanaate varılacak olursa davacının tapusunun iptali ile kamu yararının bulunması, davacının taşınmazı uzun bir süre kullandığı da değerlendirilerek bedelin belirlenmesinde BK'nun 43-44. Maddeleri gereğince indirim yapılarak tazminat miktarının belirlenmesi gerektiği, ve davanın kabulü yönünde karar verilecekse taşınmazın hazine adına tescilinin sağlanması gerektiği belirtilmek suretiyle davanın reddi talep edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın tapu kaydı, krokisi, taşınmazın içinde bulunduğu imar planı getirtilmiş, tapu kaydı incelendiğinde taşınmaz üzerinde satılamaz şerhi yer aldığı, şerhin 09/04/1993 tarihinde konulduğu, davacının ise buraya 21/01/1991 yılında malik olduğu görülmüştür.
Tüm delillerin ibrazının arkasından mahallinde keşif yapılmış, aynı zamanda Sapanca Belediye Başkanlığının dava konusu taşınmazın fiili durumunun nitelendirilebilmesi için alt yapı hizmetlerinden faydalanıp faydalanmadığı aynı zamanda etrafında bulunan villa türü özel yapıların ruhsatlarının bulunup bulunmadığının bildirilmesi istenilmiş, belediye tarafından villa türü özel yapılarının ruhsatlarının bulunmadığı, parselin yol, su, elektrik, çöp gibi belediye hizmetlerinden faydalandığının belirtildiği görülmüştür.
Orman bilirkişisi raporunda davalı taşınmazın bir kısmının (.../B kısmı) devlet ormanı sayıldığını, tapulu olduğu için devlet ormanı sayılma durumunun orman kadastrosunun askı tarihi olan 25/01/1993 tarihindenon sene sonra 25/01/2003 tarihi itibari ile kesinleştiğini, orman sayılan kısımda 2/B uygulaması yapılmadığını tespit ettiğini bildirmiştir.
Fen bilirkişisi 04/07/2013 tarihli raporunda tapu cinsinin tarla olduğunu, taşınmazın 7150m2 yüzölçümlü olduğunu, taşınmaz üzerine 1993 yılında orman idaresi tarafından satılamaz şerhi konulduğunu, taşınmazın ekli krokide .../A olarak gösterilen 2240m2 yüzölçümlü kısmının orman sayılmayan sahada kaldığını, .../B olarak gösterilen 4910m2 yüzölçümlü kısmın ise orman kadastro haritasına göre Kestanelik-III devlet ormanı içerisinde kaldığını belirtmiştir.
Ziraat bilirkişisi net gelir metodunu uygulamak suretiyle taşınmazın cinsinin karışık meyve bahçesi olduğunu, zira hem köy yerleşim alını içinde hem de yerleşim alanları dışında karışık meyve bahçeleri bulunduğu belirterek taşınmazın bedelinin 286.000,00TL olduğunu beyan etmiştir.
İnşaat Bilirkişisi ise 19/08/2013 tarihli raporunda taşınmazın Sakarya Büyükşehir Belediyesinin 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planına göre taşınmazın bir kısmının tarım alanında diğer kısmının orman alanında kaldığını, taşınmazın belediyenin yol, su, elektrik, çöp toplama hizmetlerinden yararlandığını, taşınmazın yakın çevresinin meskun alan olduğunu, ( villa türü yapıların bulunduğunu ) diğer tarım alanı olan yerlerde tek bir bina yapılmasına izin verildiğini belirterek taşınmazın bu özelliklerinden dolayı arsa vasfında nitelendirilmesinin uygun olacağını belirtmek suretiyle emsal taşınmaz bedelleri dikkate alınmak suretiyle taşınmazın zemin değerini, 100,00TL'den hesap etmiştir.
Mahkememizce inşaat bilirkişisi raporuna itibar edilmiştir, zira inşaat bilirkişisi raporunda belirlendiği üzere taşınmaz meskun alan içerisinde olup belediye hizmetlerinden yararlanmaktadır, bu nedenle arsa vasfında nitelendirilmesi mahkememizce uygun bulunmuştur. Nitekim inşaat bilirkişisi tarafından hazırlanan rapor somut olaya uygun denetime elverişli ve emsal taşınmaz değerleriyle taşınmazın nitelikleri göz önünde bulundurularak hazırlanmış bir rapordur. Taşınmazın orman haricinde kalan miktarı 2240m2 orman alanında kalan kısmı ise 4910m2 toplamda 7150m2 dir. Buna göre orman alanında kalan kısım 4910m2 olup bedeli de dava tarihi itibariyle 491.000,00TL dir. İncelenen evrak ve tüm dosya kapsamı itibariyle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2011/14180 Esas 2011/14622 Karar sayılı ilamı göz önünde bulundurularak yukarda belirtilen gerekçelerle inşaatçı bilirkişi tarafından hazırlanan rapor ve davacı vekilinin 30/10/2013 tarihli dava değerinin düzeltilmesine ilişkin harçlandırılmış dilekçesi dikkate alınarak 491.000,00TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, fen bilirkişisi Erol Çiftçi'nin 04/07/2013 tarihli raporuna ekli krokide 4910m2'lik alanın tapusunun davalı maliye hazinesi adına orman vasfıyla tapuya tesciline geri kalan kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kabulü ile 491.000,00TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, Dava konusu Sakarya ili, Sapanca ilçesi, Uzunkum Köyü, ... parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile fen bilirkişisi Erol Çiftci'nin 04/07/2013 tarihli raporuna ekli krokide 4910m2lik alanın tapusunun davalı maliye hazinesi adına orman vasfıyla tapuya tesciline, geri kalan kısmın (2240m2lik alanın ) davacı ...... adına tapuya tesciline,
Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafça yatırılan 21,15TL başvuru harcı, 148,50TL peşin harç, 8.236,55TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 8.385,05TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan 0,60TL dosya bedeli, 78,00TL tebligat ve müzekkere posta gideri, 170,80TL keşif harcı, 680,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 929,40TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan ve takdir edilen ...TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının talep halinde gerekli posta gideri düşüldükten sonra kalanının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde mahkememize verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay da temyizi kabil olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2013
Katip 117689 Hakim 110599